"لا يغير من" - Translation from Arabic to Turkish

    • değiştirmez
        
    • değiştirmiyor
        
    Arada istisnalar olması bu gerçeği aslında değiştirmez. TED ووجود بعض الاستثناءات لا يغير من تلك الحقيقة على الاطلاق
    Ama bu bize 600 bin dolar borcun olduğu gerçeğini değiştirmez. Open Subtitles لكن هذا لا يغير من حقيقة أنك مدين لنا بستمائة ألف دولار
    Bunlar, suçlunun kefaletsiz tutukluluk durumunu değiştirmez. Open Subtitles وهذا لا يغير من واقع انه محتجز بدون بكفالة في انتظار توجيه الاتهام
    Öyleyim ama bu senin ödlek olduğun gerçeğini değiştirmiyor, Harry. Open Subtitles انا كذلك , لكن هذا لا يغير من حقيقه انك اصفر , هارى
    Ama bu, onun senin optiğini diktirip, kör bir topaç oğlana çevirdiği gerçeğini değiştirmiyor. Open Subtitles ولكن هذا لا يغير من أنه سخر منك مثل ولد صغير أعمي شاذ أليس كذلك؟
    Bu hiçbir şeyi değiştirmez, ...o asla bensiz olamazdı. Open Subtitles لا يغير من حقيقة أن كل شيء كان، أنا لن يكون من دون لي.
    Ama hayatımın sonuna kadar bununla yaşamam gerektiği gerçeğini değiştirmez. Open Subtitles هذا لا يغير من حقيقة أني مضطر للعيش مع هذا الذنب..
    Bu adamın kafası karışmış olabilir ama bu 4 masum insanı öldürdüğü gerçeğini değiştirmez. Open Subtitles قد يكون هذا الرجل مشوشا ولكن ذلك لا يغير من حقيقة انه قتل 4 اشخاص ابرياء
    Ama bu durum, onun seni mıhladığı gerçeğini değiştirmez, seni nonoş. Open Subtitles ولكن هذا لا يغير من أنه سخر منك مثل ولد صغير أعمي شاذ
    Ama beni tahttan indirmeye çalıştığı gerçeğini değiştirmez. Open Subtitles لكن هذا لا يغير من الحقيقة بأنّه تآمر على الأنقلاب ضدي.
    Hayır, değiştirmez Estetik ameliyat değildi. Open Subtitles كلاّ، لا يغير من شئ لم تكن عملية تجميلية
    Bir kaç yeni parça takmak, kim olduğunu değiştirmez. Open Subtitles تغيير بعض قطع الغيار الجديدة لا يغير من أنت
    İnanır mısın bilmiyorum ama, bu sana olan hislerimi değiştirmez. Open Subtitles لا أعلم إن كنت ستصدّقني، إلا أنّ هذا لا يغير من الأمر شيئًا
    Yırtmak o sözleşmeyi imzaladığın gerçeğini değiştirmez. Open Subtitles إن تمزيقك إياه لا يغير من كونك قد كتبته.
    Kevin Carpenter'la çıkıyor olduğu gerçeğin değiştirmez. Open Subtitles لا يغير من حقيقة انها لا تزال تعود كيفين كاربنتر.
    Annelik içgüdüme hitap etmen sana güvenemeyeceğim gerçeğini değiştirmez. Open Subtitles إستعطاف غريزة الأمومةِ لدي لا يغير من حقيقة أنني لا أستطيع الوثوق بك
    Tamam. Tamam. Ama bu durumu değiştirmez... Open Subtitles حسناً، حسناً ولكن هذا لا يغير من حقيقة..
    Ama bu onu bulmamız gerektiği gerçeğini değiştirmiyor. Open Subtitles لكن ذلك لا يغير من حقيقة اننا ما نزال بحاجة لنجده
    - Bu, hastane içi ilaç alışverişindeki gözetim zincirini çiğnediğin gerçeğini değiştirmiyor. Open Subtitles -وهذا لا يغير من الحقيقة شيء أنك كسرت قانون الحصانة للصيدلية الداخلية
    Ama bu, şu an eteğimde bir gölcük olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Open Subtitles أدرك ذلك, و ذلك لا يغير من حقيقة انه لدي بركة في حضني

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more