"لا يقولون" - Translation from Arabic to Turkish

    • söylemediler
        
    • demez
        
    • söylemiyor
        
    • söylemezler
        
    • bahsetmezler
        
    • söylemiyorlar
        
    • söylemeyenler
        
    Başkan! Bizi buradan gönderiyorlar. Ama neresi olduğunu söylemediler. Open Subtitles أيها الرئيس، سيرسلوننا بعيداً لكنهم لا يقولون إلى أين
    Çocuklar benim kendime söylemediğim hiçbir şeyi söylemediler. Open Subtitles الشباب لا يقولون شيء لم أخبره لنفسي من قبل
    Öyle duymuş olabilirsiniz ama folk şarkıcıları asla "başla, çıplak pastırma" demez. Open Subtitles ربما كلاكم تتفقون ، ولكن المطربون الشعبين "لا يقولون أبداً "دورك يا لحم المقدد العاري
    Kurallar sizi aramam gerektiğini söylüyor ama ne zaman arayacağımı söylemiyor. Open Subtitles القواعد تلزمني بالاتصال بك هُم لا يقولون متى فقط
    Ama sana bunu söylemezler! Küçük yazıları okumalısın! Tabi okuyabilirsen. Open Subtitles لكنهم لا يقولون ذلك عليكِ أن تقرأى الطباعة الصغيرة
    tedavüldeki parayı şişirmek tedavüldeki parayı azaltın demezler.paranın değerini düşürmekten bahsetmezler faiz oranlarını düşürmekten bahsederler gerçek aldatmaca paranın değerini çarpıttığımız anda olmuştur. Open Subtitles إنها ضخـِّــم العملة وهم لا يقولون: إنقص العملة ,هم لا يقولون :
    Geçmişimizle ilgili şüpheleri var ama hikayemizin doğru olmadığını söylemiyorlar. Open Subtitles يشككون في حيادنا لكنهم لا يقولون أن المقال غير دقيق
    Ve hiçbir şeyi söylemeyenler vardır. Open Subtitles وآخرون لا يقولون شيئاً على الإطلاق
    Bana bir şey söylemediler ama sanmam. Open Subtitles لا يقولون أي شيء لي، ولكن أنا لا أعتَقِد ذلك.
    elçilikte çalışan ıraklılar... onlar ailelerine DND de çalıştıklarını söylemediler... öldürülmekten korktukları için. Open Subtitles العراقيون في السفارة... انهم لا يقولون له لأسر حيث كانوا يعملون. خوفا من تعرضهم للقتل.
    Ama söylemediler. Open Subtitles ولكن انت ترى انهم لا يقولون
    Orada olduklarını söylemediler. Open Subtitles انهم لا يقولون انهم هنا ..
    Ve Koreliler afiyet olsun demez. Open Subtitles -و الكوريون لا يقولون "بالهناء و العافية ".
    Tamam, ders bir, hipsterlar "hip" demez. Open Subtitles حسناً، الدرس الأول المتأنقين لا يقولون "شعبى"
    Çocuklar, hayır, onlar artık böyle söylemiyor. Open Subtitles أنهم الأطفال، لا، انهم لا يقولون ذلك بعد الآن
    Bu bana şu gerçeği düşündürtüyor; Amerika'da, Steve Bannon'la aynı fikirde olan pek çok insan olduğuna inanıyorum ama onlar fikirlerini açık söylemiyor ve Trump'a oy vermek onlara sessiz bir biçimde onaylama fırsatını verdi. TED وهذا أيضا يجعلني أفكر حول حقيقة أني أؤمن حقا بأن هناك الكثير في أميريكا من يتفقون مع ستيڤ بانون، ولكنهم قد لا يقولون ذلك على الملأ، ولذلك فتصويهم لـ ترامب يعطيهم الفرصة أن يتفقوا معها بصمت.
    Ama sana bunu söylemezler! Küçük yazıları okumalısın! Open Subtitles لكنهم لا يقولون ذلك عليكِ أن تقرأي الطباعة الصغيرة
    Karşıtların birbirini çektiği söylenir, ama ne kadar süreceğini asla söylemezler. Open Subtitles يقولون ان جذب الأضداد، لكنهم لا يقولون أبدا إلى متى.
    Toplamak için yıllarımı verdiğim, içi kitapla dolu kutularımı çaldıklarından bahsetmezler. Open Subtitles انهم لا يقولون انهم سرقوا عدة صناديق كبيرة مليئة بالكتب التي أخذت مني عدة سنوات لأراكمها - ما اسمك؟
    Hiç bahsetmezler ve ben bilmek istiyorum. Open Subtitles هم لا يقولون أبدا، وأود أن أعرف.
    "Hızlandırılmış geri çekilme" ile neyi kastettiklerini söylemiyorlar. Open Subtitles انظر , انهم لا يقولون ماذا سيعطونك لتسريع العمليه
    Başvuruda çıkıp ne aradıklarını söylemiyorlar yani. Open Subtitles في نموذج طلب الوظيفة, لا يقولون عما يبحثون عنه
    Bir de hiçbir şey söylemeyenler olur. Open Subtitles وآخرون لا يقولون شيئاً على الإطلاق

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more