"لا يمكنني التحدث" - Translation from Arabic to Turkish

    • konuşamam
        
    • konuşamıyorum
        
    • konuşamayacağımı
        
    - Üzgünüm Çavuş, şimdi konuşamam. - Ne demek istiyorsun? Open Subtitles أنا آسف لا يمكنني التحدث الآن مالذي تعنيه بهذا ؟
    Şimdi (belki) sizin için konuşamam, ama göründüğü kadarıyla konu şu ki konuşamadığımız insanlarla seks (bile) yapmıyoruz. TED أنا لا يمكنني التحدث باسمكم، لكن يبدو أن أننا لا نستطيع ممارسة الجنس مع أناس لانعرف كيف نتكلم معهم.
    Selam anne. Benim için parti veriyorlar, fazla konuşamam. Open Subtitles مرحباً يا أمي، أنهم يحتفلون بي لذا لا يمكنني التحدث معك طويلاً
    Selam anne. Benim için parti veriyorlar, fazla konuşamam. Open Subtitles مرحباً يا أمي، أنهم يحتفلون بي لذا لا يمكنني التحدث معك طويلاً
    Bu tuhaf bir iletişim cihazı. Yani, şu zavallı kadınla konuşamıyorum. Open Subtitles هذا حهاز اتصال غرب لا يمكنني التحدث إلى هذه المرأة المسكينة
    Şu anda konuşamam, yukarı çıkmalıyım. Open Subtitles لا يمكنني التحدث الآن يجب أن اكون في الأعلى
    Bunun anlamı bunu seninle konuşamam bu görevimle benim aramda, biliyorsun. Open Subtitles ممّا يعني لا يمكنني التحدث عنها. أعني كل ما يدور بيني وبين المسؤولين هو أمر خاص، وأنتِ تعلمين هذا
    Anaokulundan beri tanımadığım kimseyle konuşamam nasıl olur da bunu senin önünde yapabiliyorum? Open Subtitles لا يمكنني التحدث مع شخص لم أعرفه منذ الحضانة. لذا، فكيف يمكنني فعل ذلك أمامك؟
    Şu an konuşamam. Koruma görevindeyim. Open Subtitles لا يمكنني التحدث الٓان أنا في نوبة حراسة
    Uçabiliyorum ama bunun hakkında konuşamam. Open Subtitles يمكنني الطيران، لكن لا يمكنني التحدث عن هذا
    Buna katılırım, ama benim sorun çıkaranım adına konuşamam. Open Subtitles سوف أتعاون, لكن لا يمكنني التحدث نيابة عن صانع مشاكلي
    Tamam, şimdi pek konuşamam ama gelebildiğim en kısa sürede geleceğim. Open Subtitles حسنا لا يمكنني التحدث الان , ولكني سأعود بأقرب وقت
    Bu konuda konuşamam. Seni sonra ararım, olur mu? Open Subtitles لا يمكنني التحدث بهذا الشأن الآن سأتصل بك لاحقاً، حسناً؟
    Ama gittiği için onunla konuşamam. Yaşadığı yeri bilmiyorum. Open Subtitles ولكن لا يمكنني التحدث معه الآن لأنه ذهب وأنا لا أعرف أين يعيش
    Bu Kral adına konuşamam. Open Subtitles . لا يمكنني التحدث بالنيابه عن هذا الملك
    Kurallar böyle. Kimseyle bunu hakkında konuşamam. Open Subtitles هذه هي الأصول, لا يمكنني التحدث عن ذلك لأي أحد
    Şu an gerçekten seninle konuşamam. Open Subtitles اكون الرجل في هذه العلاقة من باب التغيير؟ لا يمكنني التحدث معك حاليا الآن
    Senle konuşamam şu an Open Subtitles لا يمكنني التحدث معك الآن حسناً, أيها المتلاعب, لا بأس
    Şu anda sizinle bunları konuşamam. Open Subtitles حسناًو لا يمكنني التحدث معكم بخصوص هذا الموضوع الأن
    Yok be, bu aptalca olurdu ama cidden bununla ilgili konuşamam. Open Subtitles لا, هذا سيكون سخيفاً لكن لا يمكنني التحدث بهاذا الشأن
    Bu adamla konuşamıyorum bile. Tamamıyla mantıksız biri. Open Subtitles لا يمكنني التحدث مع ذلك الرجل إنه بلا عقل
    Bu F.B.I. meselesi. Bu konuda konuşamayacağımı biliyorsun. Open Subtitles انه عمل خاص بالمباحث الفدرالية تعرف انه لا يمكنني التحدث عنه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more