Kuru sezonda neredeyse yok oluyor. Çünkü sivrisineklerin üreyecekleri bir yer yok. | TED | إنه تقريبا يختفي في موسم الجفاف. لا يوجد مكان يتكاثر فيه الناموس. |
- Gidemeyeceğin hiçbir yer yok. - Metronun gitmediği hiçbir yer. | Open Subtitles | لا يوجد مكان لاتستطيع الوصول اليك لا مكان لانستطيع الجرى به |
- Halkalar? - Faydası ne ki? Gidecek yer yok. | Open Subtitles | الحلقات ماالجيد فى ذلك , لا يوجد مكان لتذهب اليه |
"Şamanların anlayışına göre zinde bir bedende hastalık dediğimiz yıkıcı enerjiye yer yoktur." | Open Subtitles | من وجهة نظر السحرة فى كامل حيوية الجسم لا يوجد مكان للطاقة التدميرية |
Çünkü gidecek başka yerimiz yok. | Open Subtitles | لانه لا يوجد مكان اخر للذهاب اليه |
Yaşadığım günden sonra, olmayı tercih edebileceğim başka yer yok. | Open Subtitles | بعد كل ماحدث اليوم لا يوجد مكان اريد البقاء به |
Duvarlar üzerime geliyor. Hiç boş yer yok! Hava yok! | Open Subtitles | الجدران انها تغلق على بعضها لا يوجد مكان ولا هواء |
Jedi'lar için gittiğimiz yerden daha kutsal bir yer yok. | Open Subtitles | الى اين نحن ذاهبون , لا يوجد مكان مقدس للجاداي |
Bu akıl hastası gitmediği sürece dağda güvenli bir yer yok. | Open Subtitles | لا يوجد مكان آمن على هذا الجبل حتى يختفي هذا اللعين |
Kusura bakma, senin gibi birine böyle bir tabloda yer yok. | TED | حسنا، لا يوجد مكان لأمثالك في هذا الإطار. |
Çünkü, Aristo ve Newton evrenlerinin aksine bu evrende meydana getiriciyi koyacak dışarıda bir yer yok. | TED | بسبب أنه لا يوجد مكان لوضع الصانع خارجاً كما كان في الكون النيوتوني و الآرسطي، |
Hem Bay Spenalzo için yer yok. | Open Subtitles | . بالإضافة أنه لا يوجد مكان للسيد سبينالزو |
Çünkü biri beni tanıyacak olursa uçakta saklanacak yer yok. | Open Subtitles | لأنة لا يوجد مكان للإختباء على الطائرة لو تعرف على أحد |
Kasabada boş yer yok. Ancak ısrar ediyorsanız, onlara hemen burayı terk etmelerini söyleyeceğim. | Open Subtitles | لا يوجد مكان شاغر بالمدينة ان كنت تصر، سأبلغهن ان يغادرن |
Burada sana ihtiyacı olan başka yer yok. | Open Subtitles | لا يوجد مكان تذهب إليه يحتاج إليك مثل هذا المكان |
Burası ıssız bir yerdir, gidecek bir yer yoktur. | Open Subtitles | كما ترى نحن معزولون لا يوجد مكان لتذهب اليه |
çünkü ani bir hareket yaparsa uçağı düzeltmek için kontrollere gidecek yeterli yerimiz yok. | Open Subtitles | لأنه لا يوجد مكان كافي في الغرفة حسنا؟ |
Saklanacak yeri yok. Yakala onu anne. | Open Subtitles | لا يمكنها الاختباء لا يوجد مكان تختبىء فيه. |
Dürüst ve çalışkan bir adam... bu günahkar dünyada hiçbir yerde, para kazanamaz. | Open Subtitles | لا يوجد مكان في هذا العالم السيء يمكن للصالحين أن يعملون بجد ليكسبوا |
Gerçekten ülkeme dönmek istiyordum fakat aynı zamanda oraya gidemeyeceğimi biliyordum çünkü orada bana yer yoktu. | TED | أردت حقا العودة إلى بلدي، ولكن في نفس الوقت كنت أعرف أنه لا يمكنني الذهاب إلى هناك، لأنه لا يوجد مكان لي. |
Buradaki asıl slogan: Evren'in dışında hiç bir şey yok. Yani evrenin dışında bulunan bir şeyi açıklamaya çalışmak yersiz. | TED | لذا الشعار الأساسي هنا، لا يوجد شيء خارج الكون، و هذا يعني أنه لا يوجد مكان لتقوم بتفسير شيء ما في الخارج |
Gidecek bir yerin yok, rehineyi bırak. Kollarını kaldır ve yere yat. | Open Subtitles | لا يوجد مكان يمكنك الذهاب اليه , اطلق سراح الرهينه. |