"لتأخذني" - Translation from Arabic to Turkish

• almaya
• götürecek
• götür
• gitmek için
• götürmek için

13 milyon doların var ve beni almaya bununla mı geliyorsun?
معك 13 مليون دولار وجئت لتأخذني في قطعة الخرده هذه ؟

Buradan nefret ediyorum. Hemen döneceğini söylemiştin. Beni almaya gel, oldu mu?
أنا أكره هذا المكان لقد قلتِ أنك ستعودين سريعاً فقط عودي لتأخذني , موافقة؟

Beni elinden almaya çalışmaya devam edecek.
هي لم تتقوف أبدا عن خداعك لتأخذني بعيدا عنك.

Beni New York'a götürecek bir helikopter bekliyor.
أنا عندي طائرة هيليكوبتر لتأخذني لنيويورك

Şatoya giden yolu göster ve beni o canavarın yanına götür.
فلتتوجّه بي إلى القلعة و لتأخذني إلى الوحش

Gelemem, taksi bekliyor kemoterapiye gitmek için tuttum.
لاأستطيع لدي سيارة أجرة تنتظرني لتأخذني إلى الجهة الأخرى من المدينة للعلاج الكيميائي

Onu, beni sevdiğime götürmek için kullanacaksın kalbinin attığını hissettiğim yere.
ستستخدمه لتأخذني لمحبوبي حيث أسمع ضربات قلبها

Yani,çarşı'ya gidebilmem için yardım etmelisin, malzeme almaya gideceğim.
لذا, سأحتاجك لتأخذني إلى وسط المدينة لأحضر الأدوات

Merak etme, gerçek annem yakında beni almaya gelecek.
لا تقلقي، أمي الحقيقية ستأتي يوماً لتأخذني

Ama bana bugün beni almaya geleceğini söyledi.
ولكنها قالت أنها ستأتي لتأخذني اليوم

Bu kadar yolu beni almaya geldiğine inanamıyorum.
لا أصدق أنك قطعت كل هذه المسافة لتأخذني

Beni almaya mi geldin?
هل أنتَ هنا لتأخذني إلى المنزل؟

Tekrar alışverişe beni almaya geldin?
هل جئت لتأخذني للتسوق مرة أخرى؟

Annemin beni almaya geleceğini düşünmüştüm.
تمنيت أن تأتي أمي لتأخذني

Annem beni almaya gelecek.
ستأتي أمّي لتأخذني

Beni almaya mı geldin?
هل أتيت لتأخذني للبيت؟

Beni almaya geldiğin için teşekkürler.
شكراً لقدومك لتأخذني

Beni uzaklara götürecek güzel bir gemi.
سفينة رائعة تأتي لتأخذني بعيداً.

Beni Stanton Otel'ine götürecek bir araba var.
"هناك سيارة تنتظرني لتأخذني إلى فندق "سانتون

Beni anavatanıma götürecek olan bir gemi.
عائدة لتأخذني إلى وطني

Şimdi sana ihtiyacım var, beni Doktor Beckett'a götür.
الآن،أَحتاجُك لتأخذني (إلى الدكتورِ (بيكيت

Yakamozu, erkek kardeşlerime gitmek için kullanacağım ve onları bulduğumda ne pahasına olursa olsun kurtaracağım.
أحتاج الهامسة لتأخذني إلى أشقّائي، وحينها... سأنقذهم مهما كان الثمن

Her an Dharm güvenlik hizmetleri minibüsü beni aksam yemegine götürmek için alacakti.
في أي دقيقه، ستأتي شاحنة رجال الأمن السيخيون لتأخذني إلى العشاء.