Bence mahkemede olma sebebin onun ağzını kapalı tuttuğundan emin olmak için. | Open Subtitles | أظن أنكِ هنا لتتأكدي من إبقائها على الأمر سرّاً و حسب. |
Benle yürüyordun ve içeri girdiğimden emin olmak için binanın dışına bekliyordun ve bir saat sonra da benimle eve yürümek için bekliyordun, hiçbir soru sormadan. | Open Subtitles | لذا كنتِ تمشين معي وتنتظرينني خارج المبنى لتتأكدي أني ذهبت إلى هناك وبعد ساعة كنتِ تنتظرين لإيصالي إلى المنزل |
Fazla klor olmadığından emin olmak için. | Open Subtitles | لتتأكدي من أنه لا يوجد به ! الكثير من الكلور |
Fazla klorin olmadığından emin olmak için. | Open Subtitles | لتتأكدي من أنه لا يوجد به ! الكثير من الكلور |
Dışarı çıkmayacağından emin olmak için buraya gönderildin. | Open Subtitles | تم إرسالك إلى هنا لتتأكدي من عدم خروجه |
Benim olmadığımdan emin olmak için geldin. | Open Subtitles | إنك جئت لهنا لتتأكدي أنه ليس أنا |
emin olmak için beni çıplak görmen gerekecek. | Open Subtitles | عليكِ أن تعرّيني لتتأكدي |
emin olmak için dokunsana. | Open Subtitles | المسيهم لتتأكدي. |
- Yapabildiğinden emin olmak için yani. | Open Subtitles | فقط لتتأكدي من انكِ تستطيعي |
Yalan söylemediğimden emin olmak için. | Open Subtitles | فقط لتتأكدي من عدم كذبي |
Ve, Gail, Jöle-O'nun tadına bakmak ister misin Gerçek Jell-O olduğundan emin olmak için mi? | Open Subtitles | ويا (غايل)، أتودين تذوق الهلام لتتأكدي من كونه هلاماً حقيقياً؟ |