"لتتحدثي" - Translation from Arabic to Turkish

• konuşacak
• konuş
• konuşmak için
• konuşmanın

Ama bir dahaki sefere bir dahaki sefere, konuşacak birinin olduğunu bileceksin.
ولكن، في المرة القادمة.. عليكِ أن تعرفة أنّ هناك شخص لتتحدثي معه

Arkadaşlarının hiçbiri yok, konuşacak kimse yok, tamamen yalnız.
لا أحد من أصدقائك هنا لا أحد لتتحدثي معه ستكونين وحيدة

Baş'la konuşacak konu çıktı sana işte.
سيوفر لكِ هذا شيئاً مهماً لتتحدثي مع الرأس بشأنه

Tanrılarla birlikte olduğunu çok iyi biliyorum lakin biraz daha burada bekleyeceğim olur da gelip konuşmak istersen gel ve konuş benimle ve ben de köylü ellerimle bir zamanlar olduğu gibi o güzel ve uzun saçlarını okşayayım.
أعرف جيداً أنكِ مع الآلهة، لكني سأبقى هنا لفترة، وإذا أردتِ ان تأتي لتتحدثي معي، فتعالي وتحدثي،

Paige, sadece bir kaç dakikan var, onunla konuş ve dış kapağı açan mavi kolu çekmesini sağla ki Sly uyduyu içeri yöneltebilsin.
لديك فقط دقائق معدودة لتتحدثي معه وجعله يسحب تلك الرافعة الزرقاء الكبيرة التي تفتح القمرة الخارجية ليتمكن سلاي من توجيه القمر الصناعي إلى الداخل

Merak etme, yeni tanıştığın o yaşlı adamla konuşmak için önünde bütün hafta sonu var.
ستكون لدينا نهاية عطلة الأسبوع بأكملها لتتحدثي مع الرجل المسنّ الذي التقيتِ به للتو

Bunları konuşmak için maçın geçmesini bekleyebilir misin?
أيمكنكِ الإنتظار لما بعد المباراة فحسب, لتتحدثي معه عن كل هذه الأمور؟

Gerçekten eskiden çok iyiyseniz, şimdi konuşmanın tam sırası.
إذا كنتما أصدقاء جيدون بالفعل فالآن هو وقت جيد لتتحدثي معها

Nedense konuşacak birine ihtiyacın var diye hissediyorum?
لم لدي الإحساس أنك تحتاجين أحد لتتحدثي معه ؟

Dinle eğer konuşacak birisine ihtiyacın olursa sadece bilmeni istedim ben buradayım.
أنصتي إذا احتاجت إلى شخص لتتحدثي إليه أردتك فقط أن تعرف

konuşacak bir doktor bulamadın mı?
هل وجدت طبيبا لتتحدثي إليه بعد؟

Görüyorum ki, konuşacak bir şey bulmuşsunuz. Selam.
أرى أن لديكِ شيئاً لتتحدثي عنه

Eğer konuşacak birisine ihtiyacın varsa yada..
إذا أحتجتي لشخص لتتحدثي إليه ...أو ربما .. لا أعلم ولكن

Onunla konuş diye mi sana para veriyorum?
أنا أدفع لك لتتحدثي معه؟

Senin için ülkeyi geçtim. konuş benimle.
لقد عبرت القارات لتتحدثي الي

Dışarı çıkıp benimle konuş.
إن رغبتِ بالخروج لتتحدثي معي,

- Git konuş onunla.
فقط اذهبي لتتحدثي معها

Onunla konuşmak için Kış Ormanlarına gitmen gerekirdi.
لتتحدثي أليه عليكِ الذهاب إلى الغابة الشتوية

Çünkü evden Vincent ile konuşmak için çıktın.
لأنكِ غادرتِ لتتحدثي إلى فنسنت, ثم عندها

Yardımcı olabilirsem, ikinci bir görüş vermek için ya da sadece konuşmak için harika kahve yaparım ve çok iyi kanuni dava özeti hazırlarım.
إن أردت شخص للمشورة أو لتتحدثي إليه أنا أصنع كوب قهوة جيد بالمناسبة أنا محامي , ولست مقدم قهوة

Sizi arıyorlar. konuşmak için basın.
أتاك اتصال، اكبسي الزر لتتحدثي

Victoria'nın ölümü hakkında bildiğin varsa şimdi konuşmanın zamanı.
لو عرفتي أي شيء عن موت فيكتوريا الآن هو الوقت لتتحدثي به