"لتحقيقه" - Translation from Arabic to Turkish

    • elde
        
    • başarmayı
        
    • gerçekleşmesi için
        
    • hayali
        
    • hedefimizdi
        
    Aslında, ekibe katılmadan önce bu söyleşiden ne elde etmeyi umduğunuzu duymak isterim. Open Subtitles في الحقيقة ، وقبل أن أنضم معكم أود أن أسمع ما الذي تتطلّع لتحقيقه بهذه المقابلة؟
    Bu zamana kadar elde etmek için bu kadar uğraştığın şeyi korumaya bir günah diyemiyorum George. Open Subtitles بالكاد افكر انه لخطيئة لحماية ما تكبدت العناء لتحقيقه , جورج
    Graham'ın evine zorla girerek neyi başarmayı umduğuma dair hiçbir fikrim yok. Open Subtitles ليس لدي أدنى فكرة عما أطمح لتحقيقه من إقتحام بيت جراهام
    Bunları yaparak neyi başarmayı umdun? Open Subtitles ما الذي تطمح لتحقيقه بكل هذا؟
    Bunun gerçekleşmesi için, ne fedakârlıklar yaptığını biliyorum. Open Subtitles ما مدى ما ضحيتِ به شخصياً لتحقيقه
    Bu yaptığım, her sekiz yaşındaki çocuğun hayali. Open Subtitles كان حلمي منذ 8 سنوات وها أنا جاهز لتحقيقه
    Bu fikri kabul ettirmek kolay olmadı ama bizim hedefimizdi ve koşulları zorladık. Open Subtitles ليست فكرة بسيطة لتروجها بين القادة ولكن كل ما سعينا لتحقيقه أن نحاول ذلك
    elde etmek için canımı dişime taktığım her şey... Open Subtitles كل شيء عملت بجد عليه لتحقيقه
    Anlarsinya Nora, Birseyi gerçekten elde etmek istiyorsan pesinden gitmelisin. Open Subtitles كما ترين يا (نورا)، أؤمن بأنكِ لو أردتِ ...شيئاً ما بجدّ في الحياة يجب أن تسعي لتحقيقه...
    Bütün hayallerin gerçekleşmesi için paraya ihtiyaç vardır. Open Subtitles كل حلم بحاجة للمال لتحقيقه
    Ve 5 yaşımda, NASA'nın niçin Kaptan Kirk ve Spock'u işe almadığını hiçbir zaman anlamadım, sonuçta bu çok kârlı olurdu, fakat bir çocuk olarak, büyük annemin de söylediği gibi şuna inandım: İmkansız, birinin onun gerçekleşmesi için yeterli çabayı yeteri kadar göstermemesinden kaynaklanan ama aslında mümkün olan bir şeydir. TED و عند بلوغي الخامسة من العمر، لم أفهم لما لم تستعن الناسا بالكابتن كيرك وسبوك للقيام بهذه المهمة؛ ففي النّهاية، كنت أعتبرهما بارعين جدّا(ضحك) و مجرّد رؤية ذلك في صغري جعلني أؤمن بأنّ، وكما كان جدّتي دائما تقول، "الغير ممكن هو أمر ممكن لكن لم يكن هناك شخص بذل جهدا كافيا لتحقيقه."
    Söz veriyorum hayallerinin gerçekleşmesi için elimden geleni yapacağım. Open Subtitles أعدك... سأفعل ما يلزم لتحقيقه
    - ...aynı hayali kovalayarak yaşayamam. Open Subtitles الكون يحاول إخباري أني لست جيداً كفاية لتحقيقه.
    Bu fikri kabul ettirmek kolay olmadı ama bizim hedefimizdi ve koşulları zorladık. Open Subtitles ليست فكرة بسيطة لتروجها بين القادة ولكن كل ما سعينا لتحقيقه أن نحاول ذلك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more