Bu anahtarları saklayacak iyi bir yer bulmalıyım çünkü birisi bunu bulursa, sahip olduğum herşeye ulaşırlar. | Open Subtitles | الآن عليّ إيجاد مكان مناسب لتخبئة هذا المفتاح لأن لو عثر عليه أحد ما، وصل إلى كل ممتلكاتي. |
Ve diyete başlasanız iyi olur çünkü hoşgörünüzü saklayacak yer de yok, bayanlar. | Open Subtitles | وينبغي عليكن ان تبدأوا الحمية الان لانه لايوجد مكان لتخبئة هواجسكن |
Parayı saklayacak güvenli bir yer bulmalıyız ve her şey sona erdiğinde parayı iade etmenin bir yolunu bulacağım. | Open Subtitles | علينا إيجاد مكان آمن لتخبئة النقود فيها و بعد انتهاء هذا الزفاف سأفكر بطريقة لتسليمها للشرطة |
- Aileyi saklamak için mükemmel bir yer. - Hiçbir yer mükemmel olamaz! | Open Subtitles | إنه المكان المثالى لتخبئة أسرتى لا يوجد مكان مثالى |
- Özel sırlarını saklamak için çok uzaklardaki bir galaksiden daha iyi bir yer olabilir mi? | Open Subtitles | ما الأفضل من مجرة بعيدة جدّا لتخبئة أسرارك الشخصية؟ |
O zaman belki de zaman kapsülü, bir cesedi saklamak için güvenli bir yerdi. | Open Subtitles | ربّما إذن كانت الكبسولة الزمنية مجرّد مكان ملائم لتخبئة الجثّة |
Bir ağacı saklayabileceğiniz en iyi yer neresidir? | Open Subtitles | أين المكان المناسب لتخبئة شجرة؟ |
Parayı saklayacak güvenli bir yer bulmalıyız ve her şey sona erdiğinde parayı iade etmenin bir yolunu bulacağım. | Open Subtitles | علينا إيجاد مكان آمن لتخبئة النقود فيها و بعد انتهاء هذا الزفاف سأفكر بطريقة لتسليمها للشرطة |
Özellikle otobüs saklayacak kadar büyük olanlardan gözlerini ayırmasınlar. | Open Subtitles | وبعدها اخبرهم ان يبقوا اعينهم مفتوحه على المباني الكبيرة كفايه ,لتخبئة حافله |
Ama saklayacak yer ararken birisi beni vurduğu için sokakta kan kaybından bayılıp kaldım. | Open Subtitles | ولكن عندما كنت أبحث عن مكان لتخبئة ذلك، مررت في الشارع من فقدان الدم لأن شخصا بالرصاص لي. |
Minibüste yüz milyonu saklayacak bolca yer vardır. | Open Subtitles | هذا مجالا واسعا لتخبئة مئات من الملايين في شاحنة. |
Ya Sovyet tiyatrolarını çok seviyor ya da yedek sabit diski saklayacak bir yere ihtiyacı var. | Open Subtitles | إمّا أنّ عندها ولع بالمسرح السوفييتي، أو أنّها تحتاج إلى مكان لتخبئة قرص صلب احتياطي. |
Parayı saklayacak güvenli bir yer bulmalıyız. | Open Subtitles | علينا إيجاد مكان آمن لتخبئة النقود فيها |
Bu yol yukarı kadar açık. 10K'yı saklayacak bir yer olmalı. | Open Subtitles | هذا الطريق مفتوح على طول للأعلى قد يكون هناك مكان لتخبئة (10 كي) |
300 sene evvel varlıklı kimseler arasından para saklamak için rağbet gören bir usuldü. | Open Subtitles | تلكَ كانت الطريقة المحبّذة لتخبئة الكنوز مُنذ 300 عام. |
Bulunmasını istemediğin şeyleri saklamak için güzel bir zula. | Open Subtitles | إنَّه مكانٌ جيد لتخبئة شئٍ لا تريدُ من أحدٍ إيجاده |
Bugün Toby'nin dairesini araştırırken sapkın hazinelerini saklamak için iki zulasının olması beni şaşırttı. | Open Subtitles | عند بحثِ لشقه توبى اليوم صعقت بحقيقة أنه كان لديه مكانين لتخبئة كنوزة الدفينه |
Bir fıçıyı saklamak için en iyi yer neresi olur? | Open Subtitles | لذلك فالمكان الأفضل لتخبئة البرميل؟ |
Bir ağacı saklamak için en iyi yer neresidir? | Open Subtitles | أين المكان المناسب لتخبئة شجرة؟ |
Bir fıçıyı saklamak için en iyi yer de o zaman bir handır! | Open Subtitles | لذلك فالمكان الأفضل لتخبئة البرميل هو... في نزل |
Sandalye malzeme saklamak için harika bir yer. | Open Subtitles | هذا الكرسيّ مكان رائع لتخبئة الأشياء |
Peki, bir fıçıyı saklayabileceğiniz en iyi yer de... | Open Subtitles | لذلك فالمكان الأفضل لتخبئة البرميل هو... |