"لتخفيف" - Translation from Arabic to Turkish

    • azaltmak için
        
    • hafifletmek için
        
    • dindirmek
        
    • azaltacak
        
    • hafifletecek
        
    • indirimi
        
    • atmak
        
    • dindirecek
        
    • dindirmeye
        
    • rahatlatmak için
        
    • Acısını
        
    • köreltmek
        
    • yumuşatmak
        
    • düşürmek için
        
    Acıyı azaltmak için bile olsa, yalan söylemeyi haklı görmem. Open Subtitles حتى لتخفيف المعاناة. لا يمكنني أبداً تبرير قول الكذب الصريح
    Ona aspirin verdim. Solunum güçlüğünü azaltmak için ona ilaçlar verdim. TED اعطيتها أسبرين. اعطيتها ادويه لتخفيف الضغط على قلبها.
    İşler çok ağır olduğunda yükü hafifletmek için birlikte çalışırlar. Open Subtitles يساعدون في حَمل الأشياء الثقيلة يعملون سوياً لتخفيف ذلك الحِمل
    Yunanlılar, acıyı hafifletmek için meyveden daha iyi bir şey olmadığını söylerler. Open Subtitles إن الإغريق يقولون ليس هناك شئ أفضل من الفاكهة لتخفيف الألم
    Acıyı dindirmek için banyo suyuna ıhlamur ağacı yaprakları katılır. Open Subtitles أوراق الكِلس في الحمام تُستخدم دائماً لتخفيف الألم
    Bu yüzden, uyuşturucunun sistemden atılırken yarattığı ıstırabı büyük ölçüde azaltacak mucizevi bir ilaç kullanmak suretiyle çektiğiniz acıyı hafifletecek bir dizi tedavi yöntemi tasarladık Open Subtitles لذا فقد طورنا سلسلة من العلاجات مصممة لتخفيف معاناتك بما في ذلك علاج معجزة
    Ben finansal yükleri hafifletecek mütevazi bir teklifle geldim. TED وقد أتيت لكم باقتراح متواضع لتخفيف الأعباء المالية.
    - Çok farklı bir şey. - Ceza indirimi olanağınız var. Open Subtitles انه مختلف تماما - اننا نقدم لك فرصة لتخفيف حكمك -
    Ebe, stajyeri çağırıp, Acısını azaltmak için ona birkaç damla eter verdirtti. TED قام الطبيب بمناداة الطبيب المتدرب على وجه السرعة ليعطيها بضع قطرات من الكحول لتخفيف ألمها
    Bununla birlikte artrite karşı en iyi savunma hayattaki tercihlerimiz. Eklemlerdeki baskıyı azaltmak için sağlıklı bir kiloda olmak, yoga ve bisiklet sürmek gibi hafif sporlar yapmak, sigara içmemek gibi. TED حالياً، فإن بعض أفضل أساليب دفاعنا ضد التهاب المفاصل تتمثل بأنماط حياتنا: ضمانُ وزنٍ صحيّ لتخفيف الضغط على المفاصل، ممارسةٌ أقل لتمرينات شديدة الوطأة مثل اليوغا أو ركوب الدراجة، وتجنب التدخين.
    Basıncı azaltmak için akış yoluna su boşaltacak. Open Subtitles سوف تندفع المياه داخل قناة التصريف، كرد فعل لتخفيف الضغط عليه
    Her hafta buraya düşmek istemiyorsanız gerginliği azaltmak için ne gerekiyorsa yapmanızı öneririm. Open Subtitles إذا كنت لا تريد أن تكون هنا كلّ إسبوع أقترح بأنّك تعمل مهما كلّف الأمر لتخفيف الضغط، إضطجع الآن
    1930'da Cumhuriyetçiler, Temsilciler meclisinde durumun etkisini hafifletmek için... Open Subtitles فى عام 1930 تحكمت الجمهورية فى منزل المندوبين و ذلك لتخفيف ضغط
    Belki de bazen, suçluluk insanlara çok ağır geliyor, ve yasalardan medet umuyorlar ağırlığı hafifletmek için. Open Subtitles ربما الذنب يحرق الرجال أحياناً ويبحثون عن مرهم القانون لتخفيف ألم الاحتراق
    Fırtınalı havalarda, en hasta olanları seçip geminin yükünü hafifletmek için denize atıyorlar. Open Subtitles في الطقس العاصف يأخذون المرضى ويرميهم في البحر لتخفيف حمولة السفينة
    Yani, Acısını dindirmek için onu beyzbol maçına götürmelisin. Open Subtitles لذلك، لتخفيف ألمه، يُفترض بك أخذه لمباراة بيسبول.
    Acıyı azaltacak dersler mi arıyoruz? Open Subtitles هل نحن نبحث عن الدروس لتخفيف الألم؟
    Bunu halka bir vergi indirimi getirmek için kullanabiliriz. Open Subtitles يمكننا أستخدامها لتخفيف عبء الضرائب عليهم
    Ufak bahisler yani. Stres atmak için iyi oluyor. Open Subtitles رهانات صغيرة، حسناً، ولكن طريقة جيّدة لتخفيف التوتر.
    Sen de çekirdek bölünmesiyle ilgili 63 tane boktan öğrenci raporu okursan acıyı dindirecek bir şey ararsın. Open Subtitles تقرأ 63 إختبار طالب عن الإنشطار النووي وستحتاج شيئاً لتخفيف الألم
    Belki de bir insanın, başkalarının Acısını bir şekilde dindirmeye yardımcı olmak için bir şeyler yapması gerektiğini anlamasından ileri gelen bir acıdır. Open Subtitles ربما هو ألم ينتج عن الإدراك، أن الإنسان يجب أن يفعل شيئا لأخيه الإنسان، لتخفيف معاناته.
    Hız treni mühendisleri, yoğun basınç anlarını neredeyse basınçsız anlarla rahatlatmak için bu rekabetçi kuvvetleri birbirine karşı kullanıyor. TED مهندسو القاطرات يلعبون منافسات تلك القوات ضد بعضها البعض، لتخفيف فترات الضغط الشديد مع فترات من عدم الضغط على الإطلاق.
    Nefsini köreltmek için mi kullanıyorsun? Open Subtitles فقط شيء لتخفيف الحدة
    Ben sadece ona bunu anlatırken olayı biraz yumuşatmak istiyorum. Open Subtitles ليت هناك طريقة لتخفيف وقع الخبر عندما أخبرها.
    Göğsündeki basıncı düşürmek için thoracotomy uygula. Open Subtitles أنت يجب أن تفتح فى الصدر لتخفيف الضغط عليه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more