Herkes hayatında bir hata yapar ve bunu düzeltmek için bir fırsatları olur. | Open Subtitles | الجميع يقترفُ خطئًا جسيمًا في الحياة وفرصة واحدة لتصحيح الأمر |
Ve şimdi o gitti. Ve bunu düzeltmek için yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | والآن بعد وفاته، لا يوجد أيّ شيء بإمكاني فعله لتصحيح الأمر. |
Bana her şeyi düzeltebilme şansı ver. | Open Subtitles | امنحيني فرصة لتصحيح الأمر. |
Bana her şeyi düzeltebilme şansı ver. | Open Subtitles | امنحيني فرصة لتصحيح الأمر. |
Bunu düzeltmenin bir yolunu bulmaya çalistim. | Open Subtitles | حاولت أن أجد طريقة لتصحيح الأمر |
Sana bu hatanı düzeltme fırsatı sunuyorum. | Open Subtitles | أنا أمنحك فرصة لتصحيح الأمر |
Şimdi de çaresizce işleri yoluna koymaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | والآن أنت يائس في محاولة لتصحيح الأمر |
Ve halâ bunu düzeltmek için yeterli zaman olup olmadığını merak ediyorum. | Open Subtitles | وتسائلتُ لو كان هناك وقتٌ كافٍ لتصحيح الأمر |
İkimizin de bunu düzeltmek için ikinci bir şansı olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | حسناً, أظن أن كلانا لديه فرصة ثانية لتصحيح الأمر, |
İkimizin de bunu düzeltmek için ikinci bir şansı olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | حسناً, أظن أن كلانا لديه فرصة ثانية لتصحيح الأمر, |
Ve bunu düzeltmek için dediğiniz her şeyi yapacağım. | Open Subtitles | و سأفعل أى شئ تقوله لتصحيح الأمر |
Bana her şeyi düzeltebilme şansı ver. | Open Subtitles | امنحيني فرصة لتصحيح الأمر. |
Tüm o insanların önünde her şeyi tekrar düzeltmenin bir yolu olsa keşke, ama ne yazık ki romantik komedi filminde değiliz. | Open Subtitles | سيكون جيّداً لو كانت هناك هناك طريقةٌ كبيرة لتصحيح الأمر أمامهم جميعاً، لكن... لسوء الحظّ، لسنا في كوميديا رومانسيّة، لذا... |
Sana bu hatanı düzeltme fırsatı sunuyorum. | Open Subtitles | أنا أمنحك فرصة لتصحيح الأمر |
- Buraya işleri yoluna koymaya geldim. | Open Subtitles | أنا هنا لتصحيح الأمر |