"لتصل" - Translation from Arabic to Turkish

    • ulaşmak için
        
    • gelmek için
        
    • gelmesi
        
    • etmek için
        
    • gelmen
        
    • gitmek
        
    • ulaşman
        
    Sen yokluktan geldin ve bulunduğun konuma ulaşmak için çok çabaladın. Open Subtitles لم يكن لديك شيئا وعملت جاهدا لتصل إلى ما وصلت إليه
    Tek ihtiyacın olan oraya ulaşmak için fazla finansmandı herhangi büyüklükteki bir bağışçı ile anlaşmayı reddettin, senin adına ben yaptım. Open Subtitles كل ما إحتجته كان مال إضافي لتصل لهذا لكنك رفضت بعناد أن تتعامل مع أي مساهم كبير لذا فعلتها من اجلك
    Son ana ulaşmak için, orgazma, Open Subtitles لتصل إلى تلك اللحظة الأخيرة، تلك الذروة،
    Ve bu nedenle, buraya gelmek için Inverleith Row'daki kestirme yolu kullanmış. TED ولذلك لابد أنها سلكت طريقاً مختصراً عبر ايفيرليث رو لتصل إلى هنا.
    O bölgeye ambulans gelmesi ne kadar sürüyor, biliyor musunuz? Open Subtitles هل تعرف كم تستغرق سيارة الاسعاف لتصل في غرب جيتلاند؟
    Matkabı yok etmek için... Open Subtitles لتصل الى الوطن؟ انا اسفة , يا ابي لا استطيع
    Bu numara köprüyü patlatacak daha sonra toplanma noktasına gelmen için bir saatin olacak. Open Subtitles هذا الرقم سيفجّر الجسر، ثمّ لديّك ساعة واحدة لتصل إلى نقطة التجمع.
    Şimdi, Faro hareketli, küçük bir şehir ve sahile gitmek için, onun açıkladığına göre, bir otobüs ve bir bota binmeniz gerekiyordu. TED الان الفارو مدينة صاخبة صغيرة وللذهاب الى الشاطئ , أوضحت كاثرين لي , عليك أن تأخذ حافلة ثم قارب لتصل الى هناك
    Yakalayıcına ulaşman ve onun seni yakalaması için sadece bir saniyen olacak. Open Subtitles الأمر يحتاج لجزء من الثانية لتصل لزميلك الماسك وجزء من الثانية له ليمسك بك
    Bu mezarın başında sürekli ağlayan kadın ya da senin bana ulaşmak için aradığın kadın Open Subtitles المرأة التي تأتي للبكاء على قبره التي اتصلت بها لتصل لي
    Milyonlarca deniz kuşu donmuş kıyılara ulaşmak için kuzeye yolculuk yapıyor. Open Subtitles تهاجر الملايين من الطيور البحرية شمالاً لتصل الساحل المتجمّد
    Tek eksiğin, ulaşmak için bir hedef. Open Subtitles كل ما يجب عليك أن تجد لنفسك هدف شيء ما لتصل إليه
    Her birinin yeni adaya ulaşmak için belli bir gün sayısı vardır. Open Subtitles كل يرقة لديها عدد معين من الأيام لتصل إلي جزر جديدة
    Ve Muhafızlara ulaşmak için uçacak çok uzun bir yolunuz var. Open Subtitles وأنت بحاجة لقطع مسافة طويلة لتصل إلى الحراس
    "...aşk, bitmemiş dayanma arzusuna ulaşmak için büyüdüğünde ya da dostluk çok güçlü olduğunda, ...bitecek diye korkmaya başlarsın, Open Subtitles عندما الحب ينمو لتصل الى الرغبة .. على التحمل اللانهائي, او عندما الصداقة تصبح قوية بحيث يبدأ الخوف من نهايتها
    Senin hakkında iyi şeyler duydum. Beni ona ulaşmak için mi kullanacaksın? Open Subtitles لقد سمعتهم يتحدثون عنك أنت تُريد أن تستغلني لتصل إليه ؟
    Ama bulunduğu yerden adama ulaşmak için bayağı uğraşmış olmalı. Open Subtitles لكن لكن كانت ستعاني لتصل إليه من مكان وقوفها
    Rachel Solando buraya gelmek için başka kimi geçmek zorundaydı? Open Subtitles من أيضاً يمكنها المرور من عنده لتصل إلى هنا ؟
    Sadece arabadan ön kapıya gelmek için GPS kullanmaya ihtiyacın olduğunu söylüyorum. Open Subtitles ما أقوله أنك تحتاج لنظام التتبع لتصل من طريق القيادة إلى البوابة الأمامية
    Aslında tam olarak konuşmayız. Radyo dalgalarının buraya gelmesi yıllar sürer. Open Subtitles لكننا لا نستطيع حقا ان نتكلم لان ذلك يأخذ السنوات لموجة الراديو لتصل هنا.
    Hazır olduğunda gelmesi için her şey var. Open Subtitles كي شيء تحتاجه لتصل هنا عندما تكون جيدة و جاهزة
    Beni elde etmek için çıkmıyorsun kızımla değil mi? Open Subtitles انت لا تواعد ابنتي لتصل الي , هل انت كذلك ؟
    Yani buraya gelmen için emboli atması lazım öyle mi? Open Subtitles إذن ، هل سوف يتطلب الأمر إنسداد رئوي لتصل إلى هُنا ؟
    İşte anlaşma. Kompartman 5-b'ye gitmek için iki dakikan var. Open Subtitles لذا هنا الاتفاقية لديك دقيقتين لتصل إلى حجرة 5 بى
    Sarah'a ulaşman için en hızlı yol solundaki merdivenlerdir. Open Subtitles إصعد السلم الموجود على يسارك لتصل سريعا لسارة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more