Orman, kendi düşünce yapısına göre hareket eder. | Open Subtitles | الغابة تتصرف بأعمالها الخاصة تبعا لتفكير عقلها |
Bence bir makinenin düşünce tarzına çok uygun. | Open Subtitles | يبدو لي هذا مطابقا ً لتفكير آلة |
Bence bir makinenin düşünce tarzına çok uygun. | Open Subtitles | يبدو لي هذا مطابقا ً لتفكير آلة |
Bu hücrelerinizi şu oyun hakkında dikkatle düşünmek için kullanmalısınız. | TED | وينبغي عليك إستخدام تلك الخلايا لتفكير بعناية في هذه اللعبة. |
35 dakikanızı bunu düşünmek için harcamanızı öneririm. | Open Subtitles | أقترحُ عليكَ إستخدام دقائقَكَ الــ35 لتفكير بهذا. |
Şanghaydayken düşünecek zamanım oldu. | Open Subtitles | " عندما كنت في " شنغهاي كان عندي الوقت الكثير لتفكير |
Dinle, Murph, bana yaptıklarını düşünecek çok zamanım oldu. | Open Subtitles | اسمع ( مرف ) كان لدي الكثير من الوقت لتفكير فيما فعلته لي نعم ؟ |
Keşke şu antik düşünce tarzına bir son verebilseydik. "Kimyasallar eşittir kirlilik." | Open Subtitles | إلا أذا وضعنا حد لهذه الطريقة القديمة لتفكير و قلنا " المواد الكميائية تساوي التلوث". |
- Bu oldukça ilginç bir düşünce albay. | Open Subtitles | -إنّه لتفكير مثير، أيّها العقيد |
İlginç bir düşünce, Albay. | Open Subtitles | -إنّه لتفكير مثير، أيّها العقيد |
Belki de ne istediğimizi düşünmek için kendimize biraz zaman vermeliyiz. | Open Subtitles | ربما يجب علينا ان ناخذ بعض الوقت لتفكير بما نريد |
Belki de ne istediğimizi düşünmek için kendimize biraz zaman vermeliyiz. | Open Subtitles | ربما يجب علينا ان ناخذ بعض الوقت لتفكير بما نريد |
Yani düşünecek bir şey yok. | Open Subtitles | إذاً فالأمر لا يحتاج لتفكير |