dedi. Şu anda, Güney Afrika Astronomik Rasathanesi, Gelişim için Astronomi Ofisi'nde çalışıyorum. | TED | الآن، أنا أعمل في المرصد الفلكي لجنوب أفريقيا، في مكتب علم الفلك للتنمية. |
Önce oğlumu Güney Amerika'ya götürdün, şimdi de test kaplarına sıçtırıyorsun. | Open Subtitles | الخطوة الاولى تاخذين ابني لجنوب امريكا والآن لديك كاس من التعب |
Güney Afrika'ya gelen diğer manşetler ise: Bain Capital ve KKR oldu, finansal ortaklığın süper güçleri. | TED | بعض رئاسة الشركات التي وصلت مؤخراً لجنوب أفريقيا كانت باين كابيتال و كيه كيه آر ، عمالقة أعمال الأسهم الخاصة. |
Güney Afrika'nın vahşi doğu kısmı olan Londolozi Safari Parkı denilen bir yerde büyüdüm. | TED | ترعرعت في براري الجانب الشرقي لجنوب إفريقيا في مكان يدعى محمية لوندولوزي جايم. |
California, Taft'ın güneyine doğru gitmekte olan bir meteor tespit ettim. | Open Subtitles | هنالك صخرة رأسية متوجهة لجنوب "تافت"، بكاليفورنيا |
İnanılmaz bir insanlık anlayışına sahip bir adam, bölünmüş ve şiddet dolu Güney Afrika'ya barış getiriyordu. | TED | لقد كان يجلب السلام لجنوب إفريقيا التي كانت مقسمة وعنيفة رجل واحد ذو روح إنسانية لا تصدق. |
O da Güney Afrika'nın GSYİH'nin üçte birini temsil eder. | TED | إنها تمثل ما يزيد قليلا ثلث الناتج المحلي الإجمالي لجنوب أفريقيا. |
Hayır, Güney Afrika ve insanoğlu için gerekli vizyonu düşünüyordu. İşte bu onu meşgul etti -- | TED | لا , بل كان يفكر برؤية لجنوب أفريقيا .. وللبشرية جمعاء .. هذا ما أبقاه |
Akvaryuma bir adam geldi. Uzun hikaye ama kısaca beni ve birkaç arkadaşımı Güney Pasifik'e gönderdi, onun için hayvan toplayacağız, yola çıkarken bize 16 mm film kamerası verdi. | TED | دخل رجل لمجمع حوض السمك, قصة طويلة ولكن أساسا أرسل لي بعض أصحابي لجنوب المحيط الهادئ ، لجمع الحيوانات له ، وبينما كنا ذاهبين, أعطانا فيديو كاميرتان بحجم ١٦ مم |
Güney Afrika'ya gidelim ve Standard Bank hakkında konuşalım. | TED | لننتقل لجنوب أفريقيا، ولنتحدث عن البنك البريطاني |
Largo'nun teknesinin Güney Fransa yolunda olduğunu öğrendim. | Open Subtitles | إكتشفتُ بأنّ مركبِ لارجو في الطريق لجنوب فرنسا. |
Güney Afrika'ya gitmek istemiyorsunuz sanırım. | Open Subtitles | انا لا اعتقد انك تريد الذهاب لجنوب افريقيا |
Şimdide Güney Afrikalılara gizli bilgiler veriyor. | Open Subtitles | الآن هو يعطي معلومات سرية لجنوب أفريقيا. |
Daha sonra Güney Afrika'nın başbakanı oldu... tabii çıktıktan sonra. | Open Subtitles | وأصبح بعدها رئيسا لجنوب أفريقيا بعد أن حروره بالطبع |
İngiltere'nin Güney Afrika'yla işi bitmemişti. | Open Subtitles | ولذا كان لبريطانيا المزيد من المهام لجنوب أفريقيا |
Güney Florida, Tarım işleri genel sekreteri ... olmayı seviyor musun ? | Open Subtitles | أتحب أن تكون سكرتيرا لأمين صندوق الجمعية الزراعية لجنوب فلوريدا؟ |
-Doğru. Ama Güney Afrika'dan ayrılmadan önce bunu bilemezdiniz. | Open Subtitles | و لكنك لم تعرف ذلك قبل مغادرتك لجنوب أفريقيا |
Paul, Kültür Bakanlığı'nın Güney Fransa delegesi olarak atandı. | Open Subtitles | لقد تم تعيين بوول كعضو لجنة الشئون الثقافية لجنوب فرنسا |
Doğu Londralılar, nehrin güneyine böyle diyor, değil mi? | Open Subtitles | هذا هو لقب المواطنين لجنوب النهر، صحيح؟ |
Fırtına Edendale'den güneye doğru gidiyor ama şu resimlere bak. | Open Subtitles | تلك العاصفة تتوجه لجنوب (أدينديل) لكن أنظري لهذه الصور |
Güneydoğu köşesindeki otoparka doğru ilerliyor. | Open Subtitles | انه يتوجه لجنوب شرق المبني ناحية موقف السيارات |
Yunus sürüleri de ayrılıyor ve Agulhas Burnu'na geri dönüyor. | Open Subtitles | تتفرّق قطعان الدلافين الخارقة ويبدأون رحلة العودة الطويلة لجنوب أفريقيا |