US Maschalls beni, tutukluyu acilen götürmemi sağlamak için gönderdi. | Open Subtitles | ومعي المفتشون لحصول على هذا السجين ليرحل معنا الان فوراً |
Böyle olaylara hazırlık için 16 olası model üzerinde çalıştık. | Open Subtitles | لقد أعددنا 16 نموذج محتمل استعداداً لحصول حادثة مثل هذه |
Bunun olabilmesi için iş birlikçilere ihtiyacımız var. | TED | لحصول هذا، نحن بحاجة إلى متعاونين من بعيد |
En azından postacıların grev yapması için dua edebilirim. | Open Subtitles | باستطاعة المرء ان يصلي لحصول اضراب في مكتب البريد |
Bu noktada tek yapabildiğim başımı önüme eğmek, ...ve hayırlısı için dua etmekti. | Open Subtitles | في هذه اللحظة كل ما كان بامكاني هو ابقاء رأسي للأسف والصلاة لحصول الأفضل جستن |
Ve şimdi bunun olması için şu andan itibaren üç ay zaman verdik. | Open Subtitles | والآن لقد حددنا موعدا نهائيا لحصول هذا ثلاثة شهور من الآن |
Hikâyen için bir yerlerde götünü parmaklatıyor olman gerekmiyor mu? | Open Subtitles | ماذا يهمكِ هذا على أية حال؟ ألا ينبغي أن تكونِ في مكان ما لحصول على المعلومات الخاص لقصتكِ؟ |
Onunla sadece başka bir bebek sahibi olmak için yatmış. | Open Subtitles | هي فقط أرادتْ النَوْم مَعه لحصول على طفل آخر. |
Sence bir uyuşturucu tacirinin hak ettiğini bulması mı onun için önemli yoksa sana en çok ihtiyaç duyduğu sırada onun yanında olman mı? | Open Subtitles | أتظنها تكترث أكثر لحصول مروّج المخدر على عقابه؟ أم لوجودك بجوارها لدى أمسّ حاجتها إليك؟ |
Bu demek oluyor ki kimyasal reaksiyonların oluşmasını beklemeye gerek yok, tükenebilen ayıraçlar kullanmaya ve işlemeye uygun bilgiler edinmek için bir uzmana ihtiyaç yok. | TED | هذا يعني أنه ليس هناك أي انتظار لحصول التفاعلات الكيميائية، ليس هناك داع لاستخدام الكواشف التي قد تنفذ وليس هناك داع أن تكون خبيرا للحصول على معلومات عملية. |
Ve bu genetik varyasyon örneklerine bakarak, dünyanın her yerindeki insanlardaki bu işaretlerin örneklerine bakarak ve tarih boyunca hangi devirlerde olduğunu belirleyerek bugün yaşayan herkes için bir şecere oluşturabildik. | TED | فمن خلال التمعن في الفروقات الجينية ونظم هذه الفروقات في أرجاء المعمورة وتقييم العصور المتناسبة لحصول هذه الفروقات خلال تاريخنا نستطيع بناء شجرة عائلية لكل من هو حي اليوم |
Bakın, bu olduğu için üzgünüm, ancak harita da yerler gösterilmiş. | Open Subtitles | آسف لحصول ذلك لكن يمكنك أن ترى هنا على الخريطة، الٔامر واضح... |
Daha fazla para kazanmak için bunu kullanırız. | Open Subtitles | بعدها سنستخدمها لحصول على مال اكثر |
Ama oturup da sahip olamayacağım bir şey için bekleyemem. | Open Subtitles | لكن لايمكنني الأنتظار لحصول شيء لن يحصل |
Bak, pelviste ve batında kanama olduğunu biliyoruz ki bu da tansiyonunun düşmesi için yeter de artar bile... | Open Subtitles | فلن تهتم بساقها. اسمعوا, نحن نعلم أنها كانت تنزف من بطنها وحوضها، مما يعطي العديد من الأسباب لحصول انخفاض في الضغط... |
Hatta bunu yapmak için hepsini öldürmem gerekse bile. | Open Subtitles | حتي لو قتلتهم عن اَخرهم لحصول ذلك |
Beni bu seçmelere getirdiğin için teşekkür ederim. | Open Subtitles | شكراً لحصول على تجربة الأداء لأجلي |
Başına gelenler için çok üzüldüm. Geçmiş olsun. | Open Subtitles | أنا آسفة جداً لحصول هذا أنا آسفة حقاً |
Fransız yemekleri dersi alman... senin için harika bir şey. | Open Subtitles | لحصول على درسٌ عن الطهي الفرنسي |
Önemli bilgiler için beklemede kalın. | Open Subtitles | إنتظروا لحصول على معلومات جديدة |
Tabi, kalacak bir yerimizin de olması da çok önemli. | Open Subtitles | حسنا, وايضا انه مهم لنا لحصول على مكان لنعيش فيه |