O yazdan o kızla ilgili bir şarkı duyduğumda, anında tekrar oraya dönerim. | TED | عندما أسمع تحديداً هذه الأغنية في ذلك الصيف مع تلك الفتاة، أنتقل لحظياً إلى هناك مرة أخرى. |
Yaklaşım tarzım, başarıyı anında getirmişti. | Open Subtitles | طريقتي في الوصول إليه أثبتت نجاحاً لحظياً |
Bir foton, bundan başka bir hız bilmez ve biz de sıfırdan azami hıza anında ulaşan bir başka fenomenle karşılaşmış değiliz. | Open Subtitles | لا يعرف الفوتون أي سرعة أُخرى و نحن لم نجد ظاهرة تتسارع من الصفر إلى أعلى سرعة لحظياً |
Eğer en ufak bir şiddet bile gösterilirse deney o anda iptal edilir. | Open Subtitles | إذا كان هناك اي نوع من العنف التجربه سيتم إنهائها لحظياً |
Her şey bir anda olmadı diye cesaretini kaybetmeyeceğine söz ver. | Open Subtitles | عديني أنك لن تحبطي إن لم يحدث كل شيء لحظياً |
Gördükleri her şeye anında adapte olabiliyorlar. | Open Subtitles | إنهم يتوافقون لحظياً مع ما يروه |
Arnold, büyük bir yıldız olmanın bilediği içgüdüleriyle, anında durumu değerlendirdi, sürüyle kamerayı fark etti ve beni, yeniden seçilmesini kolaylaştırmak için kullanmaya karar verdi. | Open Subtitles | و (آرنولد) بغريزتة المشحوذة بسنين من كونه نجماً كبيراً لحظياً يقدر الموقف و يلاحظ الكاميرات العديدة |
Evet, senin de bildiğin gibi bu, aletin etkisini anında göstermesini sağlamıştı. | Open Subtitles | صحيح... وجعل تأثيرة لحظياً. كما تعرفين. |
- O zaman anında ölür. | Open Subtitles | -إنها تموت لحظياً |
Hepsi aynı anda yokedilmezse. | Open Subtitles | مالم يتم إلغاء عملهم كلهم لحظياً |
Evinize akilli bir sayac koyarsiniz, su anda ne kadar elektirik harcadiginizi, size ne kadara mal oldugunu gorursunuz. Cocuklariniz gider ve hizla isiklari sondururler. | TED | فعلى سبيل المثال ان وضعت مقياس استهلاك كهرباء صغير في منزلك يقيس مدى استهلاكك للكهرباء وكم يكلفك ذلك " لحظياً " سوف ترى ان اطفالك يجرون حول المنزل لاغلاق الانوار لتقليل الاستهلاك |
Bir anda ya da bir saat içinde. | Open Subtitles | أو لحظياً .... أو لساعة |