Aynı zamanda, bizden daha zayıf olan ailemizi taşımak için. | Open Subtitles | و لكن أيضا لحمل عائلتك الأشخاص الذين هم أضعف منا |
Tükenmiş haldeki Amerika eski kruvazörleri 10,000'den fazla deneyimsiz gemiciyi taşımak için elden geçirip onları nakliye gemisi yapmıştı. | Open Subtitles | البحرية الأمريكية تستخدم سفن الرحلات القديمة التي تم تحويلها لسفن نقل لحمل أكثر من 10 آلاف جندي بحرية مُستجد |
Tanrı'nın, Aziz Michael'ın ve Aziz George'un adına... sana Silah taşıma hakkını ve adalet dağıtma gücünü veriyorum. | Open Subtitles | بسم الرب, القديس مايكل و القديس جورج أمنحك الحق لحمل السلاح و القوة لتلبية العدالة |
Bu yerde bir Silah taşıma ihtiyacı hissetmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أشعر بالحاجة لحمل سلاح في هذا المكان |
Yedeklerin hepsi böyle. Torba taşıyacak kadar bile büyük değiller. | Open Subtitles | إنّ التعزيزات كلّهـا هكذا ليست كبيرة لحدّ كاف حتّى لحمل حقيبة |
Bir paket taşıyabilecek kadar büyük. Kitap boyutunda herhangi bir şey. | Open Subtitles | انها كبيره بما يكفى لحمل مغلف بحجم , نقول , كتاب بدون ان نراه |
Enfeksiyona yol açmak yerine tümörü içeriden hedefleyen Truva atı gibi hareket ederek kanserle savaşan ilaçları taşımak için yeniden programlanabilir. | TED | بدلا عن التسبب في العدوى، يمكن إعادة برمجة البكتيريا لحمل العقاقير المضادة للسرطان، عاملةً كحصان طروادة الذي يستهدف الورم من الداخل. |
Bu kadar parayı taşımak için el arabası bile yetmez! | Open Subtitles | -يكلف 5000,000 مارك -عربيات النقل ليست كافيه لحمل هذا المال |
Anahtarlarını, dudak nemlendiricisini güneş kremini ve ıslak mendilleri taşımak için harika bir yöntem. | Open Subtitles | طريقة عظيمة لحمل مفاتحك خلال للأسنان.مرهم عازل الشمس.مناديل رطبة |
Buradaki hamamböcekleri denetim altındaki bölgelere mikro kamera taşımak için eğitildiler ki bu bana göre iyi bir şey. | Open Subtitles | بين البشر والحيوانات. الآن، تمّ تدريب هذهِ الصراصير هنا لحمل الكاميرات الصغيرة جداً إلى مناطق المراقبة، |
İki tanesinin kiralanması için gerekli şartları bir öğren bir tanesi balıklar, diğeri de bize gerekli nakit parayı taşımak için. | Open Subtitles | و معرفة المزيد عن استأجرهم واحده للسمك و الاخرى لحمل المال اللازم لاحتاجه |
Peşinden de tutuklama yetkisi ve Silah taşıma yetkisi geldi. | Open Subtitles | ولحق به حقّ القيام بالإعتقالات والحقّ لحمل الأسلحة الناريّـة. |
Yeğeninin Silah taşıma ruhsatı yok, değil mi? | Open Subtitles | ابنة اختكِ لاتمتلك رخصة لحمل سلاح مخفي.اليس كذلك؟ |
Ardından tutuklama yetkisi ve Silah taşıma hakkı geldi. | Open Subtitles | ولحق به حقّ القيام بالإعتقالات والحقّ لحمل الأسلحة الناريّـة. |
Bu ülkede Silah bulundurmak istiyorsan, taşıma ruhsatın olmak zorunda ve meslektaşımı duvara doğru ittirip silahını ona doğrultarak bir suç işlemiş oldun. | Open Subtitles | هل تعلم أنّ في هذا البلد تحتاج إلى ترخيص لحمل سلاح؟ وعندما دفعتَ بزميلي إلى الحائط وهددته بالسلاح، فقد إرتكبت جناية |
Bazen bu anahtarların ağırlığını taşıyacak kadar güçlü olmamamdan korkuyorum. | Open Subtitles | أخاف أحياناً من أن لا أكون على مستوى القوة لحمل هذه المفاتيح |
Bir geçidi alıp dünyadaki herhangi bir yere taşıyabilecek kadar. | Open Subtitles | كبيره بما فيه الكفايه لحمل بوابة النجوم ونقلها لأى مكان فى العالم |
Çantayı taşımana yardım edeyim mi? | Open Subtitles | -هل تحتاجي مساعدة لحمل الحقيبة |
12 metrelik bir ip insanı taşımaya yeter. | Open Subtitles | حبل قوي طوله إثنا عشر متراً، كافيٍ لحمل رجل. |
Bu kapasitenin yüzde 78'i köprüyü ayakta tutmak için kullanılıyor. | TED | ولاحظوا أن 78 بالمئة من هذه القدرة تستخدم فقط لحمل الجسر للأعلى، |
Benim ülkemdeki atlar, Yahoo'larınız gibidir, yük yaratıkları. | Open Subtitles | الخيول في بلادي مثل الياهوووز عندكم دواب لحمل الأثقال |
Bir elinde fener varsa, diğer eliyle de kendi kendine kapanan bir kapıyı açık tutuyorsa, Silah tutacak eli kalmaz. | Open Subtitles | لقد سمعوا، لو كان لديه مصباح في يد وممسك بباب متأرجح في اليد الأخرى ليس لديه يد أخرى لحمل المسدس |
Taşıyor olduğun şeyi taşımanın nasıl bir his olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم ماهية الشعور لحمل كل ما كان على كاهلك. |