"لديك الفرصة" - Translation from Arabic to Turkish

    • şansın var
        
    • şansın vardı
        
    • fırsatın var
        
    • şansınız var
        
    • bir fırsatınız
        
    • bu şansa sahipsin
        
    şansın var ki, eğer bugünkü testten sağ çıkarsan taraf seçme fırsatın olacak. Open Subtitles حسنا ستكونين محظوظة ان نجوتِ اليوم ستكون لديك الفرصة لكي تكوني في جانبنا
    Burada senden daha büyük bir şeyin parçası olma şansın var. Open Subtitles هنا لديك الفرصة لتكون جزء من شئ هام شئ أكبر منك
    Kendinden daha büyük bir şeyin bir parçası olma şansın var. Open Subtitles هنا سيكون لديك الفرصة لتكون جزء من شئ أكبر منك بكثير
    Ekibe katılma şansın vardı,_BAR_ama sen sisteme yapışıp kaldın. Open Subtitles كانت لديك الفرصة للإنضمام للفريق لكنك احترمت النظام
    Doğru olanı yapmak için hala fırsatın var. Open Subtitles لذا، فمازال لديك الفرصة لتفعل الشيء الصحيح
    Bizi dinlemiyorsunuz. Bir şeyler yapma şansınız var... Open Subtitles أنت لا تسمع إلينا لديك الفرصة لتفعل شيء ما
    Ve hikayenizi herkese anlatmanız için bir fırsatınız olacak. Open Subtitles وستكون لديك الفرصة لتخبر قصتك لكل شخص
    Şimdi bu şansa sahipsin. Open Subtitles الآن لديك الفرصة
    Sıyrılabilmek için bir şansın var. Değerlendir. Open Subtitles لديك الفرصة الي ان تَخرج من هذا سالما فالأفضل لكَ ان تَقْبل بهذا
    Ama senin büyüyüp adam olmak için hala bir şansın var. Open Subtitles لا تزال لديك الفرصة بأن تكبر وتصبح ذا شأن
    Burada çok daha büyük şeyleri anlama, kavrama ortaya çıkarmak için bir şansın var. Open Subtitles لديك الفرصة هنا لتفهم شيئاً كبيراً, لتفهمه, وتكتشفه.
    Dostum, etkileyici bir fırsatın kapısından girmek için bir şansın var. Open Subtitles يا صغيري , لديك الفرصة كي تكون شخصية هامة
    Hâlâ şansın var. Bu ikisinden birini düzeltme şansın var. Open Subtitles مازال لديك الفرصة ، لـ تفعلي الشئ الصحيح حول شئ واحد من تلك الاشياء
    En azından terslikleri çözebilme şansın var. Open Subtitles مهما يكن ما يجري معك على الاقل لديك الفرصة كي تصلحه
    Şimdi, bunlar hiç olmamışçasına buradan bugün çıkma şansın var ve tek yapman gereken bana güvenmek. Open Subtitles الآن، لديك الفرصة للخروج من هنا وكأنّ شيئاً من هذا لم يحدث وكلّ ما عليك فعله هو أن تثق بي
    Annen ve babanın senin için istediği o güzel hayatı yaşama şansın var. Open Subtitles لديك الفرصة لعيش حياة مباركة، الحياة التي أرادها والديك لك
    Yarın şampiyon olma şansın var. Anlıyor musun? Open Subtitles لديك الفرصة في الفوز غداً، هل تفهم؟
    Yetişkinlerin masasına... oturuyorsun istediğin her şeyi elde etme şansın var, ulusal bir kampanya başlatabilir parti içinde liderliğe soyunabilirsin. Open Subtitles أنت تجلسين على مائدة العظماء. لديك الفرصة لتحظي بأي شيء تريدينه... قومي بإدارة حملة قومية، كوني لاعبة رئيسية بالحفل.
    Gitme şansın vardı ve gitmedin, değil mi? Open Subtitles كان لديك الفرصة للذهب ولم تذهب اليس كذلك؟
    Ne kadar harika biri olduğunu ona göstermek için eline mükemmel bir fırsatın var. Open Subtitles الآن لديك الفرصة المناسبة لتريه مدى روعتك.
    "Kendinizi kötü hissetmeyin hâlâ önceliklerinizi gözden geçirip hayatınızda olumlu bir değişiklik yapma şansınız var." Open Subtitles "لا تشعري بالسوء "ما زالت لديك الفرصة "إلى إعادة النظر في أولوياتكِ وفهم الحب
    Ve hikayenizi herkese anlatmanız için bir fırsatınız olacak. Open Subtitles وستكون لديك الفرصة لتخبر قصتك لكل شخص
    Şimdi bu şansa sahipsin. Open Subtitles الآن لديك الفرصة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more