bir mesajı var. Onu ocağa götürün, sonra geri getirin. | Open Subtitles | ان لديه رسالة لى ، خذه الى الجب ثم أرجعه ثانية |
Teja'nın adamının size bir mesajı var komiserim. | Open Subtitles | رسول تيجا لديه رسالة بالنسبة لك، المفوض. |
Görünen o ki evrenin sana çok önemli bir mesajı var hem de tek gerçek aşkın hakkında. | Open Subtitles | يظهر أن الكون لديه رسالة مهمة لك بخصوص حبك الحقيقي المختار. |
Ve dedi ki, her şeyin ayarlandığına ve büyük bir planı olduğuna dair... sana bir mesajı varmış. | Open Subtitles | وقال أن لديه رسالة خاصة لك بأنه وكل المجموعة لدينا خطة كبيرة |
Ve zavallı yaşlı... bir adama "köpeğinizi kaçırdık" diye bir not yazıp, bırakmanız. | Open Subtitles | ويدّعي العجوز المسكين أنّ لديه رسالة فدية... تقول إنك خطفت كلبه! |
Şimdi, çok özel bir konuğum var ve size önemli bir mesaj verecek. | Open Subtitles | والآن والأن سأقدم لكم ضيف مميز جداً لديه رسالة هامة لكم جميعاً |
Tamam o her kimse iletecek bir mesajı vardı. | Open Subtitles | لا، بغض النظر عما كان أو من يُمثل لديه رسالة بإيصالها |
Ahırdaki zencide Abraham Lincoln'ın mektubu mu var? | Open Subtitles | الزنجي الذي في الإسطبل لديه رسالة من أبرهام لينكون؟ |
Medyanın tabiatındaki değişimden ve bu değişimin, dünyanın dört bir yanında, duyurmak istediği bir mesajı olan herkes için ne anlama geldiğinden bahsetmek istiyorum. | TED | أريد ان أتحدث إليكم عن أفاق الإعلام المتغير وماذا تعني لكل من لديه رسالة يود ان تخرج لأي مكان في العالم |
Davros ölüyor. Doktor'a bir mesajı var. | Open Subtitles | دافروس يموت , دافروس لديه رسالة للدكتور . |
Efendimizin arkadaşlarına bir mesajı var. | Open Subtitles | سيدنا لديه رسالة لأصدقائك |
Kendisi uçakta ama size bir mesajı var." | Open Subtitles | هو في رحلة سفر ، لكن لديه رسالة لك " |
"Kendisi uçakta, ve size bir mesajı var." | Open Subtitles | " هو في رحلة سفر ، لكن لديه رسالة لك " |
Kendisi şu an uçakta, ama size bir mesajı var. | Open Subtitles | إنه في رحلة ، لكن لديه رسالة لك . |
Hala burada ve sana bir mesajı var. | Open Subtitles | لازال هنا، و لديه رسالة لكِ |
Aslında onun size bir mesajı var. | Open Subtitles | -في الواقع، هو لديه رسالة لكما |
Bir mesajı varmış ama izleniyormuş. | Open Subtitles | لديه رسالة , لكنّه مُراقب الكائنات السامية |
Dino seni arıyor, sana bir mesajı varmış. | Open Subtitles | "دينو" يبحث عنك، يقول بأنّ لديه رسالة. |
Bir aşçının size mesajı varmış. | Open Subtitles | هناك طباخ لديه رسالة يا سيدى |
Seldom bir not almış. | Open Subtitles | سيلدوم لديه رسالة |
Belliki birisi seninle ilgili mesaja sahip, uygunsuz bir mesaj gibi. | Open Subtitles | من الظاهر أن شخص لديه رسالة لك رسالة عاريه |
Sana da bir mesajı vardı. | Open Subtitles | اوه, لديه رسالة من أجلك أيضا |
Ahırdaki zencide Abraham Lincoln'ın mektubu mu var? | Open Subtitles | الزنجي الذي في الإسطبل لديه رسالة من أبرهام لينكون؟ |
Önümüzdeki seçenek, yani, dünyanın herhangi bir yerine duyurmak istediği bir mesajı olan herkesin önündeki seçenek, böyle bir medyayı isteyip istememek değil. | TED | أعني كل من لديه رسالة يودون أن تسمع في أي مكان بالعالم هل هي البيئة الإعلامية التي نود نعمل خلالها هذه البيئة الإعلامية التي لدينا |