Yakında gidiyorsun, o yüzden sadece soruyorum. | Open Subtitles | سترحلين باكراً,لذا فقط أنا أقوم بطرح الأسئلة |
Eşim şu an yurtdışında bu yüzden sadece ikimiz varız. | Open Subtitles | آمم, كما ترون زوجي في الخارج.. لذا فقط نحن الاثنين هنا. لذا أتمنى أن تعتنوا بنا.. |
Biz burada en gelişmiş donanımları sahipiz ve bize gereken her şeyi görmek mümkün olacak, bu yüzden sadece rahatlayın. | Open Subtitles | لدينا اكثر الاجهزة تطوراً هنا, وسوف نستطيع ان نرى كل شيء نحتاجه, لذا فقط ارتاحي. |
Dışarı çıktığımda ışık çok parlaktı, O yüzden hemen koşmaya başladım. | Open Subtitles | ولكن الضوء كان ساطعًا جدًا حينما خريتُ, لذا فقط قمت بالركض |
Çocukları sinemaya yolladım, Yani sadece sen ve ben varız. | Open Subtitles | لقد أرسلت الأولاد إلى السينما لذا فقط أنا وأنت هنا |
Yani sadece otur, rahat ol ve ağır işlerle ilgilenme konusunu bize bırak. | Open Subtitles | لجعل الجميع في مكان واحد لذا فقط أحترس و أسترخي |
Ben onlara söyleyene kadar bunu gizli tutmalıyız o yüzden sadece dördümüz bileceğiz. | Open Subtitles | يجب أن نبقى هادئين حتى أستطيع إخبارهم لذا فقط نحن نعلم |
Bu yüzden sadece sizinle görüşmek istedim ondan önce... | Open Subtitles | لذا فقط أردت أن أتحقق الأمر معك ..قبل أن |
- Evet - bunun nasıI göründüğünü anladı bu yüzden sadece partiye git ve gerisine aldırma Doug. | Open Subtitles | -أجل - أجل حسناً عزيزي يبدو أنه يفهم لذا فقط اذهب لحفلتك وتجاهل " داج " فقط استمتع بوقتك |
Bu yüzden sadece şunu söyleyeceğim... giysilere yemek bulaştırmayın. | Open Subtitles | منشغلين بالأعمال اليدوية ...لذا, فقط سأقول هذا لا تلطخوا الملابس بالطعام |
Biliyordum, bu yüzden sadece bunu bil. | Open Subtitles | علمت أنه باستطاعتي عملها لذا فقط قلت |
Seni nasıl olsa öldüreceğim Krycek. O yüzden bana cevap versen iyi olur. | Open Subtitles | سأقتلك على أية حال، كريسيك، لذا فقط يقولني الحقّ. |
O yüzden dikkat et bu diske ve ve sakın kimseye söyleme. | Open Subtitles | لذا فقط كن حذرا بذلك القرص ووولا تخبر احدا |
O yüzden ödevimi yapabilmek için sizinle burada geç saatlere kadar kalabilir miyim? | Open Subtitles | لذا , فقط كنت أتسائل لو باستطاعتي البقاء هنا متأخرة معك البقاء معك هنا متاخرة |
O yüzden, özel hayatımıza biraz saygı göstermenizi rica ediyorum. | Open Subtitles | لذا فقط أريد أن أخبركم رجاء أن تحترموا خصوصيتنا |
Bu konuyu düşünmek bile istemiyorum, O yüzden lütfen gidin. | Open Subtitles | لم أرد حتى أن أفكر في الموضوع، لذا فقط إذهب رجاءً. |
Yani sadece getir onu buraya neler yapabilirim bir bakalım. | Open Subtitles | لذا فقط اجلبيه الى هنا وسارى ما بامكاني فعله |
Yani sadece ikimiz varız. | Open Subtitles | في السادسه صباحا .. لذا فقط نحن الاثنان |
Bu çalar zil mi çalar? Yani sadece boş ver! | Open Subtitles | هل هذا يذكرك بشيئ لذا فقط أغرب عن وجهي |
Makinenin çoğu yeniden girişte yandı Yani sadece %20'lik kısmı kullanılabilir. | Open Subtitles | لذا فقط حوالي 20% قابل للأستمرار |