Mesela sen. Sen beni korkutuyorsun. O yüzden asla çıkamayız. | Open Subtitles | مثلما معك, أنت تخيفني لذا لا يمكننا ان تواعد |
Bu yüzden kimseye bir şey söyleyemeyiz veya hiçbir şey yapamayız. | Open Subtitles | لذا لا يمكننا إخبار أي أحد أو فعل أي شيء. |
Henüz, radyolojik taramayı tamamlamadık bu yüzden, bombaların şu anki çevrede olup olmadıklarını doğrulayamadık. | Open Subtitles | ماذا عن القنبلتين؟ لم ننته من المسح الإشعاعى بعد لذا لا يمكننا تأكيد اذا كانت القنبلتين بالجوار |
- Evet ama bloke edilmiş. O yüzden takip edemiyoruz. | Open Subtitles | أجل، لقد حاولنا، إنه مغلق لذا لا يمكننا تعقبه |
Çevredeki blokları aradım, ayrıca onun telefonu sesli mesaja yönlendiriyor, bu yüzden takip edemiyoruz. | Open Subtitles | لقد بحثت البناية من الأعلى إلى الأسفل, حسنًا لكن هاتفها الخلوي على البريد الصوتي, لذا لا يمكننا تعقبه. |
Sen bizim geleceğimizsin, bu yüzden seni kaybetmeyi göze alamayız. | Open Subtitles | أنتِ مستقبلنا، لذا لا يمكننا تحمّل أن تخسري. |
Belki beşinci boyutta intihar etmiştir. O yüzden kanı görmüyoruzdur. | Open Subtitles | ربما أطلقت النار على نفسها بالبعد الخامس فحسب لذا لا يمكننا أن نرى الدماء |
Biz bir bağ göremiyoruz, bu yüzden de Anton'un dolaşırken kaybolduğu ihtimalini yok sayamayız. | Open Subtitles | لم نرَ أي علاقة لذا لا يمكننا أن نستبعد أن انتون قد تاه |
Dinle, ben tehlikeliyim o yüzden bir süre görüşemeyiz. | Open Subtitles | إسمعي، أنا مطارد بشدّة لذا لا يمكننا رؤية بعضنا لفترة. |
Bunlar hangi yıldızlar bilmiyoruz o yüzden haritayı çıkaramayız. | Open Subtitles | نحن لا نعرف أي نجوم هذه لذا لا يمكننا تحديد المكان علي الخريطة |
Daha anahtarları alamadım, o yüzden içeri giremeyiz. | Open Subtitles | الآن، ليس لديّ المفاتيح بعد لذا لا يمكننا الدخول |
Aslında bisikletle gelmedim, o yüzden bunu yapamayacağız. | Open Subtitles | أنا في الحقيقة لم أركب دراجتي إلى هنا لذا لا يمكننا القيام بذلك |
O yüzden, her şey normalmiş gibi yapamayız. | Open Subtitles | لذا لا يمكننا ان نواصل عملنا بشكل طبيعي |
Bu yüzden ona karşı sizi savunamayız. | Open Subtitles | لذا لا يمكننا تمثيلكم في أي فعل ضده |
O yüzden eve gidemeyiz. | Open Subtitles | لذا لا يمكننا العودة إلى البيت. |
O yüzden kimin aldığını bilemem. | Open Subtitles | لذا لا يمكننا معرفة من اشتراهم |
Patron biraz zor zamanlar geçirdi o yüzden yaşadığının bir kanıtını gönderemeyiz. | Open Subtitles | حضرة الزعيم كان الأمر صعبًا، لذا... لا يمكننا إرسال دليلًا على أنه حيّ |
Bu yüzden çiftçileri korkutacak kozumuz kalmıyor. | Open Subtitles | لذا لا يمكننا تهديدهم |
Bu yüzden onu kovamayız. | Open Subtitles | لذا لا يمكننا طرده |
Molly hâlâ iyileşmedi, bu yüzden onu buradan götüremem. | Open Subtitles | , مولي) لم تتحسن بعد) لذا لا يمكننا أخذها من هنا |