"لذا من" - Translation from Arabic to Turkish

• Bu yüzden
• O yüzden
• yani
• O zaman
• Bu nedenle

Kemiklerin oynadığını elimle hissedebiliyordum. Bu yüzden hareketsiz kalmaları en iyisi.
أستطيع سماع العظام تتحرك لذا من الأفضل لقديمك أن تبقى ثابتة

O burada kalamaz, Bu yüzden, temizlememiz hayati bir konu.
لن يقبل بكل هذا لذا من المهم جدا تنظيف المكان

Seni işe almayı çok istiyor. Bu yüzden yoluna çıkamam.
إنه حقاً يريد توظيفك لذا من أنا لأقف بطريقك ؟

Evet, ve ikisi sevişecekler, O yüzden biz gitsek iyi olur.
هم على وشك أن يمارسوا الجنس لذا من الأفضل أن نرحل

Uyursam kabus görüyorum, O yüzden en iyisi meşgul olmak.
إذا نمت ستراودني الكوابيس لذا من الأفضل أن أشغل وقتي

yani çalışmamız travmayla mücadelemize yeni bir bakış açısı sunuyor.
لذا من عملنا إعادة التفكير بكيفية التعامل مع الصدمات النفسية.

O zaman muhtemelen bir aracı kullandılar. Biri arada kurye rolünü oynadı.
لذا من الممكن أن يكونوا استخدموا وسيطاً، شخص ما يلعب دور الرسول

Biz sokaklarda olacağız kanka. Bu yüzden siz en iyisisiniz.
سنكون هناك يا رجل لذا, من الأفضل أن تهتموا بعملكم

- Uçmayı sevmiyorum, Bu yüzden muhtemelen bunu birçok kez yapman gerekecek.
, أنا لا أحب الطيران لذا من المحتمل أن تفعل هذا كثيراً

Bu yüzden artık bundan sonra senin oğlun olarak yaşamayacağım.
لذا من الآن وصاعدا لا اخطط أن اعيش كابن لك

Bazı cevaplar istiyoruz, Bu yüzden konuşmaya başlasan iyi edersin.
ونحن نريد بعض الأجوبة لذا من الأفضل أن تبدأ بالكلام

Bu yüzden işleri ısıtacak, ateşli bir erkek arkadaşınızın olması iyidir.
لذا من الجميل أن يكون لديك خليل مثير يبقي الأمور دافئة

Bu yüzden katilimizin kurbanlarını kaçırıp esir tutuyor olması ihtimal dahilinde.
لذا من المحتمل أن القاتل يختطف الضحايا و يحتجزهم قبل قتلهم

Buraya yeniden gelmesine izin veremem O yüzden bunu yaksam iyi olur.
لا يُمكنني أن أجعلها تأتي مجدداً لذا من الأفضل أن أشعل هذا

Zenginlerin hâlâ her şeyi olacak ama doların bir kuruş değeri kalmayacak O yüzden zengin olman kimin umurunda?
اذا الاغنياء , لازالوا يحظون بكل شيء ولكن الدولار لن يستحق عشر سنتات لذا من يهتم ان كنت غنياً؟

Bu dönemden kalan neredeyse hiç yazılı kayıt yok, O yüzden tarihi doğru bir şekilde yeniden kurgulamak hiç kolay değil.
لا تكاد توجد أي سجلات مكتوبة من ذلك الوقت، لذا من الصعب إعادة تشكيل تاريخٍ صحيح.

Sayıklıyordu, O yüzden emin olmak güç.
هو كَانَ هاذيَ لذا من الصعب أَنْ اَكُونَ متأكّد

Çok heyecan verici bir dinlence ve öğrenim günü olacak O yüzden lütfen sakın kaçırmayın.
يبدو انه سيكون يوما مثيرا فى الاستماع والتعلم لذا من فضلكم اضبطوا الموجة

yani çok daha karmaşık, düşünür tarzda bir yaklaşım gerekli.
لذا من الواضح، أننا بحاجة لنهج تفكير أكثر تطورًا وتعقيدًا.

yani birçok erkekten çok daha az jöle kullanıyor olmalı.
لذا من المحتمل أن يكون أقل أنتاجا من أغلب الشباب

Baban seni bana 6,5 dolara sattı... yani zengin akraba yalanına karnım tok.
لقد باعني إياك والدك مقابل ستة دولارات ونصف، لذا من الصعب تدبير المال

O zaman Leonardo gibi tutkulu bir ressam zaman zaman kendi portresini muhakkak yapmıştır.
لذا من المؤكد أن رساما شغوفا مثل ليوناردو لابد أنه رسم صور شخصية من وقت لآخر

Birlikler batıya hareket ediyor, Bu nedenle yollardan uzak durmak daha emniyetli.
الجنود يتحركون نحو الغرب، لذا من الآمن أن نبقى بعيدًا عن الطرقات.