Bu yüzden gerilemeye karşı bir sürü inovasyona ihtiyacımız var. | TED | لذا نحن بحاجة إلى الكثير من الابتكار لتعويض هذا الانخفاض. |
Biz hikâyenin doğru olup olmadığını bilmiyorduk, Bu yüzden bir kasıt yok. | Open Subtitles | ليس لدينا معلومات تنفى القصة لذا نحن لم نتعمد الإساءة أو الأذى |
Evlatlık bürosu sosyal görevlisi gelecek, Biz de daireyi temizliyoruz. | Open Subtitles | موظفة الخدمات الإجتماعية للتبني سوف تأتي, لذا نحن ننظف الشقة. |
Biz de kullanacağımız malzemeyi yapısal ölçülerinde, gerçek 3 boyutta küçük bir ev üzerinde modelledik. | TED | لذا نحن نصمم بالأبعاد الثلاثية الحقيقية، نصنع تصاميم البناء القياسية من نفس المواد التي سنستخدمها لاحقا لبناء المنزل. |
O yüzden etkilenen alan hakkında hiç bir bilgimiz yok. | Open Subtitles | لذا نحن ليس لدينا أدنى فكرة عن حالة المنطقة المتأثرة |
uzun bir nişanlılık istedik... O yüzden bu pazar evleniyoruz. | Open Subtitles | نحن نريد فترة خطوبة طويلة لذا نحن نتزوج يوم الأحد |
Yani biz geride kalıyoruz çünkü siz çorba almayı unuttunuz. | Open Subtitles | لذا نحن متأخرين لأنكم أنتم . نسيتم أن تحضروا الحساء |
O yüzden Biz de sessiz olup, onu saat 5'den önce uyandırmamaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | لذا نحن نحاول أن نكون في غاية الهدوء، حتى لا نوقضه قبل الساعة 5: 00 مساءً |
Yanan bölgedeki doku tamamen erimiş, Bu yüzden oraya yeni deri nakletmemiz gerek. | Open Subtitles | النسيج في المنطقة المحروقة ينقّع بالكامل، لذا نحن يجب أن نطعّم جلد جديد. |
Bu yüzden ileri çıkmanıza ve bu ailenin bir parçası olmanıza ihtiyacımız var. | Open Subtitles | لذا نحن في حاجة لكم للوقوف جانبنا وأن تكونوا جزءا من تلك الأسرة |
Hiç uyuşturucu bulamadık Bu yüzden seni para konusunda zorlayacağız. | Open Subtitles | لم نجد أي مخدرات، لذا نحن لن نُقلقك حول المال. |
Bu yüzden hiç çivi kullanmadan 4 metrelik platformu su üstünde kurmaya çalışacağız. | Open Subtitles | لذا نحن نصنع هذه المنصة المتقلقلة بإرتفاع 4 أمتار فوق الماء دون أوتاد |
Bu yüzden haklı olduğumuz konusunda ısrar ederiz, çünkü bu bizim sorumluluk sahibi, zeki erdemli ve güvende hisetmemizi sağlar. | TED | لذا نحن نصر دوماً على اننا مصيبون دوماً لان هذا الاصرار يجعلنا نشعر اننا اذكياء وذوي مسؤولية وحيوين وآمنين |
Nerede olduğuna dair bir ipucu vermeye çalış ki Biz de seni izleyebilelim, tamam mı? | Open Subtitles | فقط حاول ان تسُقُط تلميح من وقت لاخر مثل أين أنت. لذا نحن يُمْكِنُ أَنْ نتعقبك اوكي؟ |
Yani istersek bunu Biz de yayınlayabilir miyiz? | Open Subtitles | لذا نحن يُمْكِنُ أَنْ نُذيعَ هذا أنفسنا إذا أردنَا إلى؟ |
Sark'ın kanalına girebilecekler ama değiştirdiğimiz için Biz de sinyali alıp herkesin gördüğünü göreceğiz. | Open Subtitles | هم سيبقون قادرون لإعتراض غذاء سارك، لكنّنا عدّلناه لذا نحن يمكن أن إدخل الإشارة، أيضا، شاهد الذي الآخرون يرى. |
Yollarımız farklı, O yüzden aynı prensiplerle çalışmamızın imkanı yok. | Open Subtitles | طرقنا مختلفة، لذا نحن لا نستطيع نعمل تحت نفس المبدأ |
Onun Wesenrein'dan haberi var, O yüzden senin de olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | هو يعلم عن الفيسنرين لذا نحن متاكدين من انك تعلم ايضا |
O yüzden, bizler çok şanslıyız bu enstitüleri aşağıdan yukarı değiştirebileceğimiz internet gibi kaynaklarımız var. | TED | لذا نحن محظوظون أننا نمتلك مصادر مثل الإنترنت ، حيث نستطيع محاصرة المؤسسات من الأسفل إلى الأعلى. |
Ne yani, biz dünyadaki tek kurtulanlar mıyız? | Open Subtitles | لذا نحن الباقون على قيد الحياة الوحيدون في العالم |
Teknik olarak o bize geldi. Yani kural falan çiğnemiyoruz. | Open Subtitles | هي من أتت إلينا، لذا نحن لا نخترق أي قواعد |
Süpermen; sergimizin en yeni konusu, büyük nezaketle müzemize saçından bir tutam bağış yapmıştı, Böylece onun gerçekte ne kadar güçlü biri olduğunu anlayabiliyoruz. | Open Subtitles | السوبرمان، الموضوع معروضنا الأحدث، تبرّع بلطف أي ساحل شعره إلى المتحف، لذا نحن يمكن أن نرى كم قوي هو حقا. |
Ancak o kartları tekrar çıkarmak çok pahalı, bu nedenle katlanıyoruz. | Open Subtitles | إنه مكلف جداً إعادة طبع هذه البطاقات لذا نحن نميل لهذا |