Ateşli silah taşıma ve ehliyetsiz araba kullanmadan hiç bahsetmiyorum. | Open Subtitles | دون الحاجة لذكر امتلاك أسلحة نارية وقيادة سيارة بدون رخصة |
Suyun ZBZ kızları için oldukça soğuk olduğundan bahsetmiyorum bile. | Open Subtitles | بدون الحاجة لذكر الماء متجمّد جداً لـ زي بي زي. |
Muhtemelen soldaki resmin erkek, sağdakinin ise kadın olduğunu düşünüyorsunuz. | TED | مثلاً عندما تعرف ان الصورة التي على اليسار هي لذكر وتلك التي على اليمن هي لأنثى |
ve kendini bir erkeğe sunuyor onu etkilemek için kırmızı ibiğini sallayan. | Open Subtitles | وقدمت نفسها لذكر والذي استعرض تاجه الأحمر لإغرائها |
Ayrıca, petrol çıkarma işindeki en iyi adamını vurmanın... | Open Subtitles | بدون حاجة لذكر الحقيقة لا أعتقد أنك ستقتل أفضل رجل فى طاقمك |
Herif ön kapıdan giriyor ve göğsünden bıçaklanıyor, babasının ve dedesinin de burada mahkûm olduklarından bahsetmeye gerek bile yok. | Open Subtitles | رجلٌ يدخل السجن فيتلقى طعنةً في صدره مباشرةً، ولا داعٍ لذكر أن والده وجده كلاهما نزلاء في هذا السجن. |
- Sana bir sürü mesaj bıraktık. - Dolabındaki notu söylemeye gerek yok. | Open Subtitles | تَركنا لك رسائلَ بدون الحاجة لذكر المُلاحظات على خزانتِكِ |
Bir daha doğru düzgün yürüyebilmenin imkansız olduğunu söylemiyorum bile. | Open Subtitles | دون الحاجة لذكر حقيقة أنه يجعل المشي باستقامة مستحيلا للأبد |
Bunun yeri olmayabilir söylemek için ama, onunla böyle konuşmaman gerekiyor. | Open Subtitles | قد لا يكون هذا الوقت المناسب لذكر ذالك لكن لا يجب ان تتحدث معها بهذا الشكل |
Kişi başı on bin dolar, 900'lü numara sayesinde aldığım paradan bahsetmiyorum bile. | Open Subtitles | يوجد عشرة آلاف دولار لكل واحدٍ منا و لا داعي لذكر الفرص المتاحة بمحطاتٍ أخرى |
İyileştirme gücünden istifade etmekten bahsetmiyorum bile. | Open Subtitles | بدون الحاجة لذكر إمكانية تَسخير قوَّتِه للشَفَاء |
Mahkemenin yetkililerinden biri, olarak, Bayan Pauley'nin... bir davaya bakacak yetkinlikte olduğundan kuşkulu olduğumdan bahsetmiyorum bile. | Open Subtitles | بدون داعى لذكر انى اوجه المحكمة شكى فى ان تكون سيدة , بولى قادرة على نظر القضية |
Bunu yaparken bir düğmeye basarak bize bu fotoğrafın kadın mı erkek mi olduğunu söylemelerini istiyoruz. | TED | ولنتأكد أنهم يقوموا بذلك، سوف نطلب منهم أن يوضحو لنا، لو أن الوجه الظاهر أمامهم أهو لذكر أو لأنثى. |
- Siyah saçlı, buğday tenli. - Muhtemelen erkek, muhtemelen kırklarında. | Open Subtitles | شعر اسود قوقازى من المحتمل لذكر فى الاربعين من العمر |
erkek gümüş sırtlı gorilin şarkısı. | Open Subtitles | الاغنيه المفضله لذكر الغوريلا لنهاية التزاوج |
1996 yılında, bir erkeğe ait göğüs kafesi, Desert Rose Ulusal Parkı'nda bulundu. | Open Subtitles | 1996 القفص الصدري لذكر قد وجد في الحديقة الوطنية ديسرت روز |
Çünkü bunlar DNA sonuçları ve silahtaki kan beyaz bir erkeğe ait. | Open Subtitles | لأن هناك نتائج جينات الدم على شريحة السلاح يعود لذكر أبيض |
Ayrıca üzerlerinde giysi olmadığını söylememe gerek yok. | Open Subtitles | بدون الحاجة لذكر بأنّ هذه الهياكل العظمية لا يلبس أيّ ملابس. |
Yani, şeyden bahsetmeye gerek yok şu şey- pizza... | Open Subtitles | . . أقصد , لا داعي لذكر ان . . اتعلمون , هذه البيتزا |
Bunu hala yapıyor olmanızın, ne kadar iğrenç olduğunu söylemeye bile gerek yok. | Open Subtitles | دون الحاجة لذكر أنه من المقرف أنكما لاتزالان تمارسان الحبّ |
Bunların izolasyon ve sürekli acının eşliğinde gerçekleşen şeyler olduğunu söylemiyorum bile. | TED | هذا دون الحاجة لذكر الألم البدني المستمر وعيش تجربة الشعور بالعزلة. |
söylemek zorunda değildin. | Open Subtitles | حسناً لست مضطر لذكر هذا أستطيع معرفته من صوتك |
Zavallı adamın üzerine hapşırdığım anda ölecek olmasını saymıyorum bile. | Open Subtitles | ولست بحاجة لذكر إنه إذا عطشت في وجه هذا المسكين فإنه سيسقط ميتاً |
Ama şu çocuk bezi işinden fazla bahsetme. | Open Subtitles | ربما لاداعي لذكر حفاضات الأطفال |
Bir, köpek ısırmış. İki, saldırgan. Aşırı kıllı sırtı da cabası. | Open Subtitles | لديك عضه الكلب , لديك العدوان بدون الحاجة لذكر شعر الظهر الكثيف |