Bu ülkede bir işin yok, bu yüzden insanlardan çalıyorsun. | Open Subtitles | ليس لديك عمل فى هذة البلاد لذل تسرق من الناس |
O yüzden son buluşmamızda konuşmamızı kaydettim. | Open Subtitles | لذل قمت بتسجيل ذلك الشريط فى آخر مرة كنا سوية. |
Bu yüzden zaman en alt seviyededir. | Open Subtitles | عليك أن تبدأ بالزمان و بعدها تأتي بالمكان لذل , فإن الزمان هو الأساس |
Bu otelde kalıyor da. O yüzden uzaktaki bir motelde oda tuttuk. | Open Subtitles | لذل إستأجرنا غرفة في مكان نائي نوعاً ما |
O yüzden onları canlı ele geçirmenin bir anlamı yok. | Open Subtitles | لذل ليس هناك نقطة في أخذهم أحياء |
Trey'in George ile çoğu gece birlikte takıIdığından emindik, o yüzden onun da bir şeyler gördüğüne inanıyorduk. | Open Subtitles | لقد كنا متأكدين تماما ان (تراي) كان يتسكع مع جورج معظم الليلة، لذل نحن صدقنا ذلك انه لابد انه رأى شيء اخر ايضا |
O yüzden, tek soru şu: | Open Subtitles | لذل السؤال هو |