Bakıyorum. Bu yüzden hata yapma lüksüm yok. | Open Subtitles | لذلك لا أستطيع أن أرتكب خطأ أنا يجب أن أعمل كلّ شيء صحيح و |
İşte Bu yüzden Tom Baldwin gibi bir ajanı rafa kaldıramassın. | Open Subtitles | و لذلك لا أستطيع وضع محقق كتوم بالدوين على الرف |
İşte Bu yüzden sana krallığın anahtarlarını veremem. | Open Subtitles | لذلك لا أستطيع أن أعطيك مفاتيح المملكة يافتى |
Burada yok o yüzden onlara, töreni onsuz yapamayacağımız dışında ne söyleyebilirsin bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف يا أمي. ليس هنا، لذلك لا أستطيع أن أقول لك ما ستقولينه لهم عدا عن أنّنا لا نستطيع القيام بالمراسم دونه |
Telefonum da kapandı, Bu yüzden çekici çağıramıyorum. | Open Subtitles | و هاتفي توقف تماما لذلك لا أستطيع الإتصال بشاحنة السحب |
Ama birbirimizden nefret ediyoruz Bu yüzden konuşamıyorum. | Open Subtitles | لأنه هناك أمور قد أوّد الحديث معك بشأنها لكننا كنّا نكره بعضنا البعض بشدة، لذلك لا أستطيع |
Bu yüzden hayal kırıklığına uğramadım. | Open Subtitles | لذلك لا أستطيع القول أننى محبط من أدائك |
Ben bir kedi değilim, Bu yüzden onunla evlenemem. | Open Subtitles | أنا لست قطة لذلك لا أستطيع الزواج منه |
Evet. Ve Bu yüzden şimdi burayı terk edemem. | Open Subtitles | نعم , و لذلك لا أستطيع المغادرة الآن |
Bu yüzden kendimden nefret etmeyi kaldıramam. | Open Subtitles | لذلك لا أستطيع تحمل أن أكره نفسي. |
Adını bilmiyorum, Bu yüzden size söyleyemem. | Open Subtitles | أنا لا أعرف اسمه لذلك لا أستطيع إخبارك. |
Bu iş beni sana götürdü. Bu yüzden bundan tamamen pişman olmam benim için zor. | Open Subtitles | لذلك لا أستطيع أن أندم عليه |
Bu yüzden sana Damocles kumandasını... Freya'yı veremem. | Open Subtitles | ( لذلك لا أستطيع أن أعطيك مفتاح ( الفرايا ) ولا مفتاح ( الديموقليس |
Bu yüzden Alfie'nin böyle bir plan yaptığını sanmıyorum. | Open Subtitles | لذلك لا أستطيع أن أتخيّل أن (الفي)ِ هو من كان فكّر بهذه الخطّة |
Bu yüzden mi okuyamıyorum? | Open Subtitles | لذلك لا أستطيع قرائته. |
Şu sıralar biraz formsuzum, o yüzden herhangi bir söz veremem. | Open Subtitles | أنا في شيء من الركود في الوقت الحالي، لذلك لا أستطيع أن أعد لك شيئا. |
Şu an annemle birlikteyim. Telefona cevap veremem. | Open Subtitles | [أنا مع أمي الآن، لذلك لا أستطيع الرد على الهاتف. |
Sorun şu ki, 21 yaşında olsam parasını öderdim, ama değilim, o yüzden ödeyemem. | Open Subtitles | الامر هو اني كنت سادفع ولكان عمري 21 عاما لكنني لست، لذلك لا أستطيع. |
Tam olarak bilmiyorum, o yüzden kesin konuşamam. | Open Subtitles | أنا لا أعرف على وجه اليقين، لذلك لا أستطيع أن أقول حقا. |
Fotoğrafı benim çekmem gerekiyor o yüzden çekilemem. | Open Subtitles | علي أن ألتقط الصورة لذلك لا أستطيع أن أكون معكم في الصوره |