| Örneğin, istediğin kadar lezzetli yiyecek yemene nasıl izin verildiğini düşünüyorsun? | Open Subtitles | مثلا, مالذي يجعلك تأكل طعاما لذيذا على قدر ما تحي؟ |
| Geri çekilerek bekledim, senin gibi lezzetli birini yemeden olmaz. | Open Subtitles | كنت أمنع نفسي عن ذلك أن لا آكل شخصا لذيذا مثلك |
| Gidip lezzetli şeyler yemek istiyorum! Fakat sadece Şef gidebilir! | Open Subtitles | أريد أن أذهب لآكل طعاما لذيذا لكن فقط الشيخ هو من يذهب |
| Çok lezzetliydi, ama oldukça pahalıymış. -Hesap mı? | Open Subtitles | ولكن ماذا يمكن أن اقول، كان لذيذا بالتأكيد لكنه باهظ جدا |
| Bu çok lezzetliydi. Sen mi pişirdin? | Open Subtitles | هذا كان لذيذا ، هل قمت بإعداده لوحدك ؟ |
| Tamam, bu çok güzeldi. | Open Subtitles | حسنا، كان هذا لذيذا |
| Çıngıraklı yılanın tadının bu kadar lezzetli olabileceğine inanmak zor. Evet. | Open Subtitles | يصعب التصديق بأن الثعبان يمكن ان يكون لذيذا هكذا . |
| İyi. Umalım da sizi bir önceki müttefikleri kadar lezzetli bulsunlar. | Open Subtitles | حسنا لنأمل أن يجدوك لذيذا كاخر حلفائهم |
| Ama lezzetli görünüyor, kabul edin, birini yemek... zorunda olsak onu yerdik. | Open Subtitles | لكنه يبدو لذيذا على الإعتراف بذلك ! إذا كان علينا أن نأكل أحدا ؟ |
| Ayrıca buradaki yemekler o kadar lezzetli değil. | Open Subtitles | على أية حال، الطعام هنا ليس لذيذا |
| Aperatifler ne kadar lezzetli olsa da bir noktadan sonra dayanamayıp ana yemeği yiyeceğiz, hâlâ sıcakken. | Open Subtitles | لكن مهما كان طبق المقبلات لذيذا عند نقطة معينة سيتوجب علينا تناول الطبق الرئيسي ...بينما لا يزال |
| Oldukça doyurucu ve lezzetli olduğu söylediler. | Open Subtitles | و يكون شايا لذيذا كما اخبرونني |
| "Aman Allah'ım ne kadar da lezzetli görünüyor"du. | Open Subtitles | كل ما كنتُ أفكر به كان "يا إلهي هذا يبدو لذيذا" |
| "Ratatuy" Hiç de lezzetli görünmüyor. | Open Subtitles | بطاطا الجرذان وهذا ليس لذيذا |
| Çok lezzetliydi. | Open Subtitles | شكرا على العشاء لقد كان لذيذا |
| Çok lezzetliydi. Gerçekten Nefis olmuş Tracy. | Open Subtitles | ذلك كان لذيذا كان حقاً, عشاء جيد , (تراسى) |
| Ama her şey çok lezzetliydi. | Open Subtitles | ولكن كل شيء كان لذيذا |
| Ellerinize sağlık, Bayan Griffin, çok lezzetliydi. | Open Subtitles | اشكرك سيدة " جريفن " كان عشاءا لذيذا |
| Eveth, tuzlu.Eveth, güzeldi. | Open Subtitles | نعم طعمه مالح قليلا ... لكنه كان لذيذا |
| Bir ağaç dikmek istiyorum. Nefis bir akşam yemeği hazırlamak. | Open Subtitles | أريد أن أزرع شجرة، وأعد عشاء لذيذا غير مسبوق |
| Yemek lezizdi. Teşekkür ederim. | Open Subtitles | كان العشاء لذيذا شكرا لك |
| Risotto pilavı, karidesler, sebzeler hepsi enfesti. | Open Subtitles | الأرزية والجمبري والخضار... كان طعمها لذيذا |