İtiraz ediyorum. Altı karısına olduğu kadar halkına karşı da saygısı az zalim, itici ve savurgan bir kraldır. | TED | الادعاء: أفترض العكس. الملك الذي أمامكم قاسي ومتهور ومُسرف ولم يكن لديه الاهتمام الكافي لشعبه أو لزوجاته الست. |
Bitap düşmüş halkına mükafat değil ağır sanayi için daha fazla çalışma, daha fazla 5 yıllık plan vaat etti. | Open Subtitles | لم يقدم وعود لشعبه المنهك بالإنجازات ولكن فقط ببذل مزيد من الجهد وإعداد خطط خمسية أكثر للصناعات الثقيلة |
halkına yeni bir yaşam yeri olarak adanın yarısını satın almak istiyor. | Open Subtitles | يتمنّى أن يشتري نصف جزيرة كبيت جديد لشعبه. |
Ya da halkını dinleme cesaretini göstermiş bir lider olarak hatırlanabilirsin. | Open Subtitles | أو يمكنك أن تخلد ذكراك, القائد الذي إمتلك الشجاعة و إستمع لشعبه |
Tarihe acımasız başka bir diktatör olarak geçebilirsin ya da halkını dinleme cesaretini göstermiş bir lider olarak hatırlanabilirsin. | Open Subtitles | فيمكنك أن توصم بالتاريخ كديكتاتور إضافي آخر, أو يمكنك أن تخلد ذكراك, كقائد إمتلك الشجاعة و إستمع لشعبه |
Görkemi halkı için örnek olması açısından kralın bir göreviydi. | TED | الدفاع: هذه العظمة كانت جزء من أدوار الملك كقدوة لشعبه. |
Döneminde aşağılık, ahlaksız, rüşvet yiyen biri gibi görüldü ama aslında her zaman insanlarının iyiliğini düşünmüştür. | Open Subtitles | تم اعتباره في وقته كـ مرتش ٍ وفاسد وتافه لقد كان بالواقع لديه الإهتمام الأفضل لشعبه بعقله |
halkına güvenli bir sıgınak bulmaktaki başarısızlıgının acısıyla öldü. | Open Subtitles | لقى حتفه معذباً بفشله بإيجاد ملاذ آمن لشعبه. |
Önemli olan tek şey, bir prensin halkına karşı olan görevidir. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي ر و م واجب الأمير لشعبه. |
Castillo zulasını topluyor ve işgücünün zar zor kazandıkları bu yemekleri halkına kalori kazanmaları için azar azar dağıtıyor. | Open Subtitles | اكتناز كاستيلو خبأ له وتبرعت بمبلغ بها لشعبه من السعرات الحرارية لعملهم بشق الانفس. |
Hayır, o evine dönerek halkına krallık etmeyi seçmişti. | Open Subtitles | لا، اختار العودة إلى كوكبه أن يكون ملكا لشعبه |
Ve halkına iyi davranılacağına güvence verirseniz... | Open Subtitles | وإذا كنت تستطيع تؤكد له معاملة لائقة لشعبه... |
halkına karşı bir hain ve yaptığı şeyler için yargılanmalı. | Open Subtitles | إنه خائن لشعبه ويجب أن يحاكم على جرائمه |
Süleyman'ın kanuni reformları Osmanlıların başarılarında o kadar etkilidir ki, bazıları halkına bıraktığı en büyük hediye olduğunu düşünür. | Open Subtitles | كانت إصلاحات "سليمان" القانونية محورية لنجاح الإمبراطورية العثمانية حيث اعتقدها الكثيرون أعظم هدية تركها لشعبه |
Bir lider, halkına babalık yapmalı. | Open Subtitles | القائد يجب عليه أن يكون أباً لشعبه |
Tarihe acımasız başka bir diktatör olarak geçebilirsin ya da halkını dinleme cesaretini göstermiş bir lider olarak hatırlanabilirsin. | Open Subtitles | فيمكنك أن توصم بالتاريخ كديكتاتور إضافي آخر, أو يمكنك أن تخلد ذكراك, كقائد إمتلك الشجاعة و إستمع لشعبه |
Musa, halkını kölelikten kurtararak özgür kılmıştı. | Open Subtitles | وكسب (موسى) لشعبه الحرية من العبودية |
halkı için en iyisini yapıp teslim olana kadar sert bir baskı yapacağız. | Open Subtitles | سنطبق قاعدة الضغط بلا توقف حتى يفعل ما هو أفضل لشعبه ويستسلم |
Abul insanlarının yanına döndü. Onu unut. | Open Subtitles | آبول عاد للإنضمام لشعبه, إنسي أمره |