"لشيء واحد" - Translation from Arabic to Turkish

    • tek bir şeye
        
    • tek bir şey için
        
    • Birincisi
        
    • İlk olarak
        
    • bir tek şey
        
    • tek şey için
        
    O adam hayatta kendini tek bir şeye adadı ve onu korumak için karar verirkenki koşulları sorgulanacak bir şey değildir. Open Subtitles لقد كرّس هذا الرّجل حياته لشيء واحد والظروف المحيطة بكيفية تقريره لحماية ذلك الشيء ليست محط السّؤال هنا
    Şüpheliyim. Anlaşılan tek bir şeye odaklanmış. Open Subtitles أنا أشك في ذلك، وقال انه يبدو فقط لديهم عيون لشيء واحد.
    Ve şu anda sadece tek bir şey için gücün var, o da daha iyi olmak. Open Subtitles ولديك القوة الكافية لشيء واحد الآن، وهو أن تتحسّني
    Bu üç çirkin çiftçiye tek bir şey için teşekkür etmeliyiz. Open Subtitles أظن أنّنا شاكرين لشيء واحد فقط لأولئك المزارعين الحمقى:
    Birincisi, iki ayaklıdır. Dik bir şekilde yürür. Open Subtitles أوه، ذو قدمين، لشيء واحد . المشي عمودياً
    - İlk olarak ben bok gibi para kazanıyorum. Open Subtitles حسنا ، لشيء واحد أنا أجني الكثير من المال
    Artık tanrılara inanmasam da, bir tek şey için onlara teşekkür etmeliyim. Open Subtitles على الرغم من أنني لا أؤمن في أي آلهة بعد الآن إلا اني أود أن أشكرهم لشيء واحد
    Bunu hepinize yapmaya çalışıyorum, önemli bulduğunuz tek bir şeye dikkat verin diye, boşvermenizi istediğim şeyleri boşverin ve sonra o noktaları birleştirip yaptığımla ilgili kendinize bir hikâye anlatabilin diye. Bunun işe yarama sebebi, bizim hikâye oluşturucu canlılar olmamız, yani bunu her gün yapıyoruz. TED أحاول القيام بهذا لكل منكم، لجذب انتباهكم لشيء واحد أريدكم أن تعتقدوه مهمًا تجاهلوا ما أريدكم أن تتجاهلوه وبعدها ضم نقاط القصة لتخبروا أنفسكم بقصة أكيدة عن ما أقوم بفعله و هذا يعمل فقط لأننا كائنات مؤلفة للقصص مما يعني أننا نفعل هذا كل يوم
    Psikologlar ve nöro bilimciler akış dedikleri bir fenomen üzerinde çalışıyorlar, biri, sadece tek bir şeye ilgi gösterdiğinde insan beyninde gerçekleşen bir şey, yaratıcı bir şeye örneğin ve başka bir şey tarafından dikkatinin dağılmasına izin vermiyor. TED علماء النفس والأعصاب... يدرسون ظاهرة يسمونها التدفق وتعرف أيضًا باسم المنطقة، التي هي شيء يحدث في الدماغ البشري عندما يولي شخص ما الاهتمام لشيء واحد فقط. مثل شيء إبداعي، وينجح في أن لا يصرف انتباهه في شيء آخر.
    Kendimi tek bir şeye adadım. Open Subtitles كرّست نفسي لشيء واحد.
    Ama doğrusu şu ki, Rick o, böyle bir teklif yapacak pozisyonda değil zaten. Ben buraya tek bir şey için geldim. Open Subtitles إنها ليست في موقع لتقديم هذا العرض أنا هنا لشيء واحد فحسب..
    Şu anda hepimiz farklı kişiler olarak tek bir şey için buradayız. Open Subtitles نحن نقف في مواقف مختلفة تماما ‫لشيء واحد
    Mona canım,sadece tek bir şey için ağzını aç. Open Subtitles منى حبيبي، فتح فمك لشيء واحد فقط.
    Birincisi, onu en azından otuz kere vurduk Şerif. Open Subtitles حسناً، لشيء واحد... ربما بعد أن أطلقنا عليه النار ثلاثين مرة ، أيها النقيب.
    Birincisi... Open Subtitles لشيء واحد
    İlk olarak o sevimli, yarı çıplak, direk dansçısı kızlar, birinin kızı. Open Subtitles حسناً ، لشيء واحد ، كل واحدة من تلك الفتيات اللواتي سيرقصن شبه عاريات تقريباً هي إبنة شخصٌ ما.
    İlk olarak, kız zaten Fransızdı. Open Subtitles في الواقع، لشيء واحد لأنها كانت فرنسية.
    Bu çocuk kafasını kullanabiliyor, en azından bir tek şey için, saç uzatmak için. - Ne yapıyorsun? Open Subtitles هذا الطفل يستطيع استخدام رأسة على الاقل لشيء واحد, لنمو شعر فيه!
    Sadece bir tek şey umurumda, bizi güvenli şekilde eve götürmek. Open Subtitles أنا أكترث لشيء واحد إعادتنا للوطن سالمين وذلك يشمل (بيتر كوين)
    Yakında öğreneceğin gibi bu gece buraya tek şey için geldik. Open Subtitles ستعلم قريبًا أننا جئنا الليلة لشيء واحد.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more