Olsen oraya izinsiz girince, kızcağız da onu hırsız sanmış. | Open Subtitles | لقد كان يعتدي على ممتلكات الآخرين الفتاة المسكينة اعتقدته لصاً |
Bu işe nasıl karıştı bilmiyorum ama, hırsız olmadığını kesinlikle biliyorum. | Open Subtitles | لا أعرف كيف تورط بهذه المشكلة، ولكني أعرف بأنه ليس لصاً. |
Neden bir kasayı soymak için sakat bir hırsız tutarsın ki? | Open Subtitles | لمَ سيستأجر أحد ما لصاً مُعاقاً لسرقة خزنة؟ حسناً، لن تفعل. |
Birinci değişkende lord, William'ın güvenilir okunu çalması için bir hırsız tutuyor, o da bir köylüden daha kötü bir ok ödünç almak zorunda kalıyor. | TED | المتغير الأولى: يستأجر الأمير لصاً ليسرق أفضل قوس لدى ويليام فيُجبَر ويليام على أن يستعير قوس عادي من فلاح. |
Büyük bir bilim adamı adına bir dakikalık saygı duruşunda bulunalım pis bir hırsız olsa bile. | Open Subtitles | حسناً، سنصمت حداداً لدقيقة واحدة لذكرى عالم عظيم، حتى إن كان لصاً. |
hırsız veya katilseniz, sabah olduğunda sahip olduğumuz her şeyi çalıp gitmiş olabilirsiniz. | Open Subtitles | إن كنت لصاً أو قاتلاً، بحلولالصباح... قد تكون سرقت ... كل ما لدينا. |
Gerçekten bir hırsız olmak istiyorsam nasıl bir şey olduğunu bilmeliymişim. | Open Subtitles | لم يكن وعظاً، قال لى إذا أردت أن تصبح لصاً فيجب أن تعرف كيف يعيش اللصوص أولاً |
Benimle oyalanacağına gidip bir hırsız falan becersene. | Open Subtitles | لماذا لا تذهب لتضايق لصاً ما بدلا من هذا؟ |
Tek çarem bir hırsız... ve yalancı olmaktı. | Open Subtitles | إنّ الأمر هو أننى ولدتُ فقيراً إختياري الوحيد كَانَ أَنْ اصبح لصاً وكذاباً |
Paris, benim babamın hırsız,annemin de fahişe olduğunu biliyor. | Open Subtitles | كمثال، باريس تعلم00 أن أبى كان لصاً وأمى كانت عاهر |
Salondaki resimler de gitmiş. Aramızda bir hırsız var gibi görünüyor. | Open Subtitles | واللوحة التي بالردهة أختفت أيضاً يبدو أن هناك لصاً بيننا |
Baban bir hırsız. | Open Subtitles | والدك كان لصاً خلال السنوات السته الماضيه |
Ufak bir miktar iş kredisi aldım ve, evet, Milt Shaw bana fazladan biraz para veriyordu ama ben hırsız değilim, Ray. | Open Subtitles | لقد حصلت علي قرض عمل و نعم ، ميلت شو أعطاني القليل أيضاً لكني لست لصاً يا راي |
Ben hırsız değilim. - Evet, elbette. Affedersin. | Open Subtitles | انا لست لصاً نعم،بالطبع لست لصاً،انا آسف |
Kendisi, sadece benimle iş yaparken yalancı, hırsız... kazıkçı bir hergele gibi davranıyorsa şaşarım. | Open Subtitles | الذي سأتفاجئ بكونه لصاً ووغداً لعيناً أثناء تعامله معي فقط |
Baban önemsiz bir hırsızdı ve yapacağın hiçbir şey ondan bir farkın olmadığı gerçeğini değiştirmeyecek. | Open Subtitles | كان والدك لصاً سخيفاً، وكلّ شيءٍ تفعله لا يُغيّر من حقيقة كونك من نفس السلالة. |
Olabilir ama artık bir at hırsızı oldun. At hırsızlarını asarlar. | Open Subtitles | هذا منصف ولكنك أصبحت لصاً للخيول ويشنقون ذلك النوع من اللصوص |
Şansım yaver giderse hırsızlık da yaparım ama riyakar değilim. | Open Subtitles | سأكون لصاً إن سنحت لي الفرصة لكنني لست منافقاً لعيناً |
hırsızın, hırsızı yakalayın demesi gibi. | Open Subtitles | و لا تتصرفي كلص يطالب الناس أن يمسكوا لصاً |
Kural bir, cüzdanınızı asla bir hırsıza vermeyin. | Open Subtitles | القاعدة الإولى: إياكَ أن تُعطي محفظتُكَ لصاً |
Çocuk hastanelerinden tekerlekli sandalye çalan küçük çaplı bir soyguncu olarak bilinirdi. | Open Subtitles | وايضاً للملابس كان لصاً صغيراً عٌرِف في الغالب بسرقة الكراسي المتحركة للمستشفيات |
Biliyorsun saklanırken ben bir hırsızdım, ordu da bu işte iyi olacağımı düşündü. | Open Subtitles | تعرفين، بينما نكون مختبئين كنت لصاً لذلك إعتقد الجيش بأنني سأكون مناسباً لذلك |
Yağmacı, tecavüzcü veya meme sevici olabilirsin. | Open Subtitles | قد تكون لصاً أو مغتصب أو عابث بالأثداء |
O, çalıntı parayı arayan bulacaktır ama o, bir hırsızsa. | Open Subtitles | وهو الذي يبحث عن المال المخفي يجب عليه ان يجده.. ان كان لصاً أيضاً. |
Ama sen tıpkı evinde gibiydin. Sanırım hırsız, her zaman hırsızdır. | Open Subtitles | ومع ذلك بدوت مرتاحاً جدّاً، أعتقد أنّ اللص يبقى لصاً. |
Sen bir hırsızsın, ama çok zeki değilsin. Sen nasıl olsa onu hiç vermeyecektin. | Open Subtitles | أنت لص، لكنّك لستَ لصاً ذكياً للغاية لم أكن لأدفع لكَ على أيّ حال |