"لطيفه" - Translation from Arabic to Turkish

    • hoş
        
    • tatlı
        
    • Güzel
        
    • nazik
        
    • Kibar
        
    • şirin
        
    • tatlısın
        
    • şirinsin
        
    • iyi bir
        
    • kibardı
        
    • sevimli
        
    • çok iyi
        
    • Güzelmiş
        
    İyi bir işim, Güzel bir dairem var, hoş erkeklerle çıkıyorum, tiyatroya, en iyi restoranlara gidiyorum. Open Subtitles لدي وظيفه جيده , شقه لطيفه واخرج مع رجال لطيفون لأفضل الاماكن الى المسارح , وافخم المطاعم ماللذي ينقصني ؟
    Ne hoş bir sürpriz. Sana bir içki vereyim. Open Subtitles يالها من مفاجأه لطيفه دعنى أنتقى لك مشروبا
    Bir şahin gibi, tatlı, masum, tüylü ve küçük İsrailli'nin yanına sokulur. Open Subtitles يتغلغل للداخل مثل صقر يسعى خلف اسرائيليه بريئه و لطيفه و صغيره
    Eminim ondan önce ona bir sürü Güzel şeyler söylemişsindir. Open Subtitles أنا متأكد بأنك أخبرتها أشياء لطيفه من قبل يا تشارلي.
    nazik, uysal bir kıza benziyor,o ve ailesi için bir şey yapmak istiyorum. Open Subtitles تبدو كفتاة لطيفه ، وطيبه وأود أن أفعل مايمكنني لها و لعائلتها.
    Bu kadar alıngan olma. Sana karşı Kibar olmaya çalışıyorum. Open Subtitles لا احصل على كل العاهرات, ولكن احول ان اكون لطيفه.
    Aslında kendi çapında oldukça şirin. Open Subtitles أعني، إنها لطيفه في الطرق الفرعيه الصغيره
    Oldukça hoş. - O kadar hoşsa git götür onu! Open Subtitles -ان كنت تعتقدين بأنها لطيفه لما لا تقومين بتقبيلها ؟
    Siz çocukların hoş, yapışkan bir mumya bulduğunuzu duyduk. Open Subtitles لقد سمعنا يا أولاد أنكم وجدتم مومياء لطيفه
    Peki tamam, harika. Bu hoş ziyaretin tadını çıkarın. Open Subtitles بالطبع , هذا جيد , يمكننى أن أحظى بزياره لطيفه لكم
    İlk çıktığımız gün, hoştu. Ama bu, pek hoş sayılmaz. Open Subtitles انت تعلم, انا اول مقابله كانت لطيفه لكن هذه ليست كذلك
    Ve, hayır, o kadar da tatlı görünmüyordu, ama mesele bu değil. Open Subtitles و لا, لم تكن لطيفه لتلك الدرجه ولكن ذلك ليس ما اقصده
    Senin gibi tatlı bir İrlandalı burada ne yapıyor? Open Subtitles اتعرفين بنت ايرلنديه لطيفه تعمل هنا مثلك ؟
    O tatlı ve Güzel biri ve çalının söylediği bir şeye gülüyor gibi görünüyor. Open Subtitles إنها لطيفه وجميله ويبدو أنها تضحك على شئ ما يقال
    O zaman acayip Güzel bir hatun olduğunu da biliyorsundur. Open Subtitles حسنا , تعرفُ أنها سيده لطيفه , لطيفه , لطيفه
    Bir de üreticiden seriyi genişleteceklerini söyleyen Güzel bir mektup. Open Subtitles و هذه رسالة لطيفه من الشركة المصنعه تعد بتوسيع إنتاجهم
    Dedigim bazi şeyler Güzel degildi, sadece neye karşı olduğunu bilmek istedim. Open Subtitles قد تلفظتُ بِبعض الأشياء الغير لطيفه. والسبب أني أردتكِ أن تستعدي تماماً
    Yani ne kadar nazik, ne kadar muazzam yaratıklar biliyor musun? Open Subtitles انهم مخلوقات لطيفه للغايه ورائعه .. كما تعرفين ؟
    - İkincisi ise Kibar bir şekilde hayır demek ki bu onları sersemletir. Open Subtitles والثانية أن تقول لا بطريقة لطيفه ومدروسة؛
    - Çok şirin olurlar - Evet, ama Büyükanne, o kadar da şirin değil. Open Subtitles . هم لطفاء جداً . نعم ، حسناً ، جدتى ليست لطيفه جداً
    yo hayır sadece bu parti büyük bir hataydı herkesin iyi geçinmesini istiyordum bu yüzden çok tatlısın biliyormusun Nick dün dükkana geldi Open Subtitles لا شيء، الأمر فقط أن هذه الحفله كان خطأ كبير -اريد فقط أن يتماشى الجميع مع بعضهم -هذا لأنكِ لطيفه
    Kıza bakın. Ne şirinsin. Şuna bakın! Open Subtitles انظر اليها ، انتي لطيفه تنظر اليك
    Bir çiçek gibi şirin biraz vahşi, eğlenmeyi severdi, bana karşı hep kibardı. Open Subtitles جذابه جداً عصبيه قليلاً , تحب المزاح كانت لطيفه دائماً معي
    sevimli, sessiz ve biraz da çılgındı. Open Subtitles لقد كانت لطيفه و هادئه ونوعا ما مجنونه
    Ve sen bana çok iyi davrandığın için de, sana vermeyi çok istediğim bir şey var. Open Subtitles وحيث انك كنت لطيفه جدا معي هناك شيء اود جدا ان اعطيك اياه
    Çok Güzelmiş, Edwina. Open Subtitles تبدين لطيفه جدا , ايدوينا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more