| Eyvah eyvah, bu yemek ile ailene ne yapmayı düşünüyorsun? | Open Subtitles | يارجل ، ماذا تحاولين فعله لعائلتكِ بهذا الطعام ؟ |
| Biliyorsun, ailene olanları değiştiremezsin ama dışarılarda hâlâ seni seven birileri var. | Open Subtitles | أتدرين، ليس هنالك تغيير لما حصل لعائلتكِ ولكن مازال لديكِ شخصٌ في الخارج، يُحبُكِ حقّاً؟ |
| Ailenin başına gelenler için üzgünüm. | Open Subtitles | أنا اشعر بالأسى عما حدث لعائلتكِ, |
| Koruyucu Ailenin yanına geri dönmelisin. | Open Subtitles | عليكِ أن ترجعي لعائلتكِ المتبناة |
| Şurası kesin ki ailen için burada olman gerek, değil mi? | Open Subtitles | من المهم أن تكون هناك أهمية حاسمة لعائلتكِ ، أليس كذلك؟ |
| Çok güzel olmuş. Aileni boş verip bize yemek.. ...pişirdiğini için sağ ol. | Open Subtitles | شكراً لكِ على ترككِ لعائلتكِ والطبخ لعائلتنا |
| FBI bazen bu bedelleri ailenize ödetebiliyor. | Open Subtitles | المكتب يمكن أن يتسبب لعائلتكِ بخسائر فادحة |
| Sanki her şey ailene dayanıyor gibi. | Open Subtitles | يبدو أن الأمر كله يؤول لعائلتكِ في النهاية |
| Yalancıktan dünya turu atıyorsun, kartpostallarını ailene her yerden atabilirsin. | Open Subtitles | أنتِ تكذبين بشأن جولتكِ حول العالم وترسلين البطاقات البريدية لعائلتكِ من كل أنحاء العالم. |
| Benim dönmeme yardım edersen seni ailene götürebilirim. | Open Subtitles | يمكنني إعادتكِ لعائلتكِ إذا ساعدتيني على العودة لعائلتي |
| Çat kapı geldiğim için üzgünüm. ailene kastım yok. | Open Subtitles | سامحي تطفلي لا أنوي الأذى لعائلتكِ |
| ailene bu kış et getirmem. | Open Subtitles | لن أجلب لعائلتكِ أي لحم في هذا الشتاء |
| ailene duyduğun sevgi çok güçlü. | Open Subtitles | حبكِ لعائلتكِ أقوى من اللازم. |
| - Ailenin yardımıma ihtiyacı olabilir. | Open Subtitles | يمكن لعائلتكِ أنْ تستفيد من مساعدتي |
| Böyle zamanlarda Ailenin etrafında olmasına ihtiyacın olur. | Open Subtitles | تحتاجين لعائلتكِ بجواركِ بأوقاتٍ كهذه. |
| Sen bizi kontrol ediyordun. Bizim ailen için uygun olup olmadığımıza bakmak için | Open Subtitles | كنتِ تتفحصيننا لتري إذا ما كنا مناسبين لعائلتكِ |
| Hayır hayır. Kalıyorum. ailen için yemek pişireceğim. | Open Subtitles | كلا، كلا، سأبقى سأعد الطعام لعائلتكِ |
| Nefesleri kaçırmamalısın. Bunun ailen için ne kadar önemli olduğunu hayatın için ne anlama geleceğini bilmiyor musun? | Open Subtitles | هل تعلمين مدى أهمية ذلكَ لعائلتكِ ؟ |
| Aileni yanında tutmak için milyonlarca şey yapabilirdin ama sen hemşire olmayı seçtin çünkü çocukları seviyorsun. | Open Subtitles | كان يمكن القيام بمليون شيء ليجعل منكِ مقربة لعائلتكِ ولكنكِ أخترتِ التمريض لأنكِ تحبين الأطفال |
| Aileni de buraya getirtip evleniriz. Ne dersin? | Open Subtitles | سنحجز لعائلتكِ القدوم إلى هنا لنتزوج، فما رأيك؟ |
| İş yapmak için sabırsızlanıyorum ve size ve ailenize önümüzdeki yılda başarılar diliyorum. | Open Subtitles | و أتمنى لكِ و لعائلتكِ النجاح في العام القادم |
| Size ve ailenize olanlar hiç yaşanmamalıydı. | Open Subtitles | ما حدث لكِ و لعائلتكِ لم يكن من المُفترض له الحدوث. |