oyundu, söylemiştim. Gerçekçi bir şekilde oynadım. | Open Subtitles | لقد أخبرتك انها لعبه وانا لعبتها بشكل حقيقي |
- Ralph, maçta kaç çeyrek oynadın? - İki. | Open Subtitles | "كم عدد الاشواط التى لعبتها يا "رالف - اثنان - |
Bir kere durmaksızın 48 saat oynamıştım. | Open Subtitles | أذكر أني لعبتها مرة لثمان و أربعين ساعة متواصلة |
Öğleden sonra bir ara gelde senin oynadığın oyun ile benimki arasındaki farkı göstereyim sana. | Open Subtitles | تعالى قليلا بعد الظهر. سوف اريك الفرق بين المبارة التى لعبتها و المباراة التى سالعبها |
Bu sefer ondan özür dilemeyip küçük oyununu fark ettiğimizi belli edelim derim. | Open Subtitles | أنا أقول أن لا نعتذر هذه المرة وسوف نلعب لعبتها معها |
Avcılarını baştan çıkararak onu oyundan çıkardım. | Open Subtitles | من خلال إغواء الصيادة يمكنني أن أخرجها خارج لعبتها |
Mesela en iyi arkadaşının rızası olmadan oynamış olabileceğin masaüstü veya karnaval oyunları gibi eğlenceli oyunlar. | Open Subtitles | ألعاب مشعة ، سواء كانت في كرنفال أو لوح خشبي ربما قد لعبتها ضد رغبة أصحابك |
Jessi'yi çıkartmak için onu oyununda yenmem gerekiyordu. | Open Subtitles | لجعل جيسي تغادر , احتاج لضربها في لعبتها |
- Ben oynamadım. PlayStation 3'te Madden oynadım baya. | Open Subtitles | لقد لعبتها على بلاى استيشن ثرى هل هذا يحسب ؟ |
Oyunumu muhteşem oynadım, kimse söylemeden ben söyleyeyim. | Open Subtitles | ولقد لعبتها بشكل ممتاز اذا يمكن ان اقول ذلك عن نفسي |
- Evet, öyle. Ayrıca iltifatlarımı sunuyorum, oyunu iyi oynadın. | Open Subtitles | واقد مدحي على لعبتك التي لعبتها |
Bu sefer kartlarını gayet akıllıca oynadın. | Open Subtitles | لعبتها بشكل ذكي جدا. |
Aslında severim. Lisede oynamıştım. | Open Subtitles | لقد لعبتها ايام الثانوية في الحقيقة |
Biz oynadığımızdan beri oyun çok değişti. | Open Subtitles | لقد تغيرت الألعاب كثيراً منذ أن لعبتها آخر مرة |
Nehrin diğer tarafında, daha uzak diyarlarda ise gizemli genç bir kız oyununu sergilemekte. | Open Subtitles | ،وفي الأراضي البعيدة خلف النهر كانت هناك فتاة صغيرة غامضة تحيك لعبتها |
Bununla beraber, senden de bu kadar iyi bir saldırı beklemiyordum, iyi oyundu. | Open Subtitles | على الرغم من أنني لم أتوقعك أن تجابه نفوذا بهذه الجودة.. لكنك لعبتها جيدا |
Bu, sen ve arkadaşlarınla Saray'da oynadığım oyundan mı kaynaklı? | Open Subtitles | هل هو بسبب اللعبة الصغيرة التي لعبتها معك ومع أصدقائك في بلاطي؟ |
İtiraf etmeliyim ki ben de birkaç kez oynamış olabilirim. | Open Subtitles | علي الإعتراف، ربما لعبتها بضع مرات بنفسي |
Onu kendi oyununda yeneceğim. | Open Subtitles | سأتحداها في لعبتها الخاصة |
Bu oyunu kazanmam lazım. Son oynadığım seferde ikinci olmuştum. | Open Subtitles | عليَّ أن أفوز هذه اللعبة, لقد حللت في المرتبة الثانية في آخر مرة لعبتها. |
Yeni oyuncağı olmadığımı anladığı zaman anlaşacağız. | Open Subtitles | حالما تكتشف أنني لستُ لعبتها الجديدة سنكون متافهمَين |
Hadi yüzleşelim, Yeşil Ranger Rita'nın kozuydu. Onu oynadı ve kazandı. | Open Subtitles | لنواجه الأمر, المغامر الأخضر هو ورقة ريتا الرابحة وقد لعبتها وفازت |
Catherine Tramell. Bu onun oyununun bir parçası. | Open Subtitles | كاثرين ترامل هذا جزء فى لعبتها |