"لعبور" - Translation from Arabic to Turkish

    • geçmek
        
    • geçmeye
        
    • geçmenin
        
    • geçip
        
    • geçme
        
    • geçmem
        
    • geçebileceği
        
    • geçerken
        
    • geçirecek
        
    • geçmeniz için
        
    • geçiş
        
    Bunları okulda yapmanın en iyi yönü, metal dedektöründen geçmek zorunda olmayışımız. Open Subtitles أفضل ما بصنعهم داخل المدرسة هو أنّكم لا تضطرّون لعبور كاشف المعادن
    Çiftçilerin bir çatıdan ötekine geçmek için küçük köprüleri var. TED ووُفرت بعض الجسور للمزارعين لعبور من سقف إلى آخر.
    Beklettiğim için kusura bakmayın gençler. Kim kanyonu geçmeye hazır buradan? Open Subtitles متأسف على التأخير يا شباب, من مستعد لعبور الوادي؟
    Bütün kıtaları bir adımda geçmenin yolunu öğretebiliriz. Open Subtitles تطوير وسائل المواصلات لعبور القارات فى خطوة واحدة
    Küçük bir botla Ren'i geçip sonra kısa bir yürüyüşle... Open Subtitles قارب مطاطي لعبور الراين ثم السير لمسافة قليلة
    Sam Boga'yı takip için sınırınızı geçme izni istiyoruz. Open Subtitles إذن طلب لعبور الحدود بك في المطاردة الساخنة سام بوغا.
    Zehirli denizi bile geçmem gerekse, onu bulacağım. Open Subtitles أذا اضطررت لعبور البحر السام فسوف أفعل لأعثر عليه
    Hareket halindeki bir trenin bir noktadan on saniyede geçebileceği konusunda anlaşmıştık. Open Subtitles لقد اتفقنا أن القطار يأخذ عشرة ثواني لعبور نقطة محددة.
    İngiliz kanalını geçmek için kamyonda saklanarak en az 12 başarısız girişimde bulunduğunu biliyoruz. TED لقد قام على الأقل ب12 محاولة فاشلة لعبور قنال البحر الإنجليزي. عن طريق الإختباء في شاحنة.
    Paytonun Stony Flats'ı geçmek için beşbuçuk dakikaya ihtiyacı var. Open Subtitles العربة تحتاج الى ثلاث دقائق ونصف لعبور الوادي الصخري
    Anahtarı çaldım. Bataklığı geçmek için bize silah lazım. Open Subtitles سرقت المفتاح نحتاج الأسلحة لعبور المستنقعِ
    Long Beach kule, LA Emniyeti Hava Kontrol 1 havaalanını geçmek için izin istiyorum. Open Subtitles برج لونغ بيتش،هنا شرطة لونس انجلوس وحدة الجو في مطاردة المشتبه به طلب الرخصة لعبور المطار
    Alarmı devre dışı bıraktığımda, sistem tekrar devreye girene kadar koridoru geçmek için 10 saniyen olacak. Open Subtitles عندما أفعل هذا لديك 10 ثوانى لعبور الردهه
    Diğerleri de benimle gelecekse beyefendiyle birlikte dağı geçmeye hazırım. Open Subtitles أنا مستعد لعبور الجبال مع السادة، هذا إذا ذهب البقية معيّ.
    "Henry hala anatomiden geçmeye uğraşıyor." Open Subtitles تعافى (هنري) الآن تماماً ويواصل كفاحه" " لعبور علم التشريح
    Tek yapmamız gereken şu ışıkları geçmenin bir yolunu bulmak. Open Subtitles كل ما نحتاجه ان نكتشف طريقه لعبور هذه الاشارات
    Umalım ki lanet nehri geçmenin bir yolunu bulmuş olsunlar. Open Subtitles لنتمني أنهم وجدوا طريقة لعبور ذلك النهر اللعين.
    O yolu geçip cama ulaşamak için 6 saniyemiz mi var yani? Open Subtitles إذن، أمامنا 6 ثوانٍ لعبور الممرّ وعبر الجدار الزجاجيّ؟ بصورة أساسيّة
    Bana Tanrı'ya olan inancına sarılıp bugünü atlatacağını söyleyebilirsin ama karşıya geçme zamanı geldiğinde her iki tarafa da bakmak zorundasın. Open Subtitles لأنه يمكنك إخباري أنكِ تعتمدين على إيمانك بالله لتجتازي اليوم لكن عندما يصل لعبور الطريق أعرف أنكِ تنتبهين للسيارات
    Dövüş sanatları eğitimime gidebilmek için her gün o dereyi geçmem gerekiyor. Open Subtitles أحتاج لعبور كلّ يوم الساقية لكي استطيع الذهاب إلى المدينة لممارسة فنون الدفاع عن النفس
    Ununtmayın, o orman ne kadar korkunç olursa olsun bir kirpinin cesurca geçebileceği bir yol mutlaka vardır. Open Subtitles تذكروا، مهما كانت تلك الغابة تبدو مخيفة و مظلمة هنالك سبيلٌ لعبور الطريق الشجاعة تكفي للقنفذ أن يعبره
    Buradan geçerken senin kadar ben de endişeliyim. Bu çevrede pek rahat değilim. Open Subtitles أنا متلهفه لعبور هذا كله أنا لست مرتاحه في هذه البيئة
    Sizi sınırdan güvenle geçirecek pasaportu yapmak için özel kâğıdı ve güvenlik hologramını bulmak yetmez. Open Subtitles عليك أن تجمع وثائق السفر معاً لصنع هوية زائفة و التي يمكن الاعتماد عليها لعبور الحدود في هذه الأيام
    Nehri geçmeniz için dört şişme bot ayarladık. Open Subtitles و جهزنا اربع قوارب مطاطيه لعبور النهر
    Orada kalak'ları diğer hayata geçiş için karanlıkta yollarını bulmayı öğrenir. Open Subtitles و هناك كانت الكالاك تتعلم الطريق لعبور الظلام نحو الحياة التالية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more