Rüyalarımda da uyanıkken de, çehreniz sürekli Gözlerimin önünde. | Open Subtitles | يلوح محياك لعيني قبل أن أنام و عندما أستيقظ و عندما أغلقهم |
Gözlerimin doğal parıltısı varsa ben ne yapabilirim? | Open Subtitles | حسنا، لا يمكنني فعل شيء إن كان لعيني بريق طبيعي. |
Kitabın yarısı yüzümüze işlenmiş olarak geldik. Gözüme bak. | Open Subtitles | لقد أتينا خارجين مع نصف الكتاب مُوَّشَم عبر وجوهنا, أنظر ماذا فعل لعيني |
Hadi dostum. Gözüme bak. | Open Subtitles | بربك يا رجل, إنظر لعيني |
Çünkü bir daha sefere, babamın gözlerinin içine bakmak istiyorum. | Open Subtitles | لأني أريد أن أنظر لعيني أبي عندما نتقابل المرة التالية |
Çünkü geçen gece dansa gitmiştik beni tutuşu, gözlerime bakışı kesinlikle bir şeyler hissettim. | Open Subtitles | عندما كنا نرقص في الليلة الماضية و طريقته في حَضْني و نظراته لعيني لقد شعرت حينها بشيء ما |
Sesime iyi kulak ver ve Gözlerimin içine bakıp şunu sor kendine: | Open Subtitles | انا فقط اريد منك ان تسمع صوتي وتنظر لعيني وتسأل نفسك |
Marketlerde insanların ''Güzel bir gün geçirmeniz dileği ile'' demeleri gibi. Ne zaman kazara Gözlerimin içinde baksalar. | TED | حتى الناس في المتاجر العمومية مثلا يقولون, "أتمنى لك يوما سعيدا," عندما ينظرون لعيني مصادفة. |
Haydi, elimi tut ve Gözlerimin içine bak. Devam edin, doktor. | Open Subtitles | هيا، فقط امسك يدي، وانظر لعيني |
Gözlerimin açılmasına yardım edin. | Open Subtitles | أنا اعمى ساعدني ، اجلب النور لعيني |
Yanlış bir söz vurulmana neden olabilir. Gözlerimin içine baktığında sevgi dolu bir kız görürsün. | Open Subtitles | اذا نظرت لعيني سترى فتاة لطيفة |
Ve pazartesi sabahı Gözlerimin içine bakıp onun kocasını öyle bir yere yollamak isteyip istemeyeceğini söylemenizi isteyeceğim. | Open Subtitles | وسأدعكم تنظروا لعيني مباشرةً... صباحالإثنينالقادم... .. |
Hadi dostum. Gözüme bak. | Open Subtitles | بربك يا رجل, إنظر لعيني |
Gözüme baksana, ahbap. | Open Subtitles | انظر لعيني يا صاح. |
- Gözüme dikkat et. - Affedersin. | Open Subtitles | إحترسي لعيني - آسفة - |
Çünkü benim Gözüme ihtiyacınız var. | Open Subtitles | -لأنكم بحاجة لعيني |
Beni dinle. Onu tut, gözlerinin içine bak ve onu öp. | Open Subtitles | إسمعني، أمسك بها، وأنظرا لعيني بعضكما البعض وقبّلها. |
Kendimi savunmam gerekirse, birinin gözlerinin içine bakarken yalan söylemekle hiçbir sorunum yok. | Open Subtitles | في دفاعي ، ليس لدي مشكلة اطلاقا في النظر لعيني شخص والكذب |
John'un gözlerinin içine hiç bakmadığınızı, bir şeylerin ters olduğunu anlamadığınızı söylüyorsunuz, size söylemediği bir şey yokmuş gibi mi yani? | Open Subtitles | أتقولين أنكِ لم تنظري لعيني زوجكِ وتشعرين بأن شيئاً ليس على مايرام بأن هنالك شيئ يخفيه عنكِ ؟ |
gözlerime bak ve söyle bana, bunun en harika acı sos olduğunu ve hiç tatmadığımı düşünüyorsun, bir istisnam olabilir. | Open Subtitles | انظر لعيني واخبرني بذلك انك تعتقد بأن هذا اكثر صلصه حاره مدهشة وانا لن اتذوق مثلها ابدا ويجب علي ان اجعله استثناء |
gözlerime bak ve bana bildiklerini anlat Adam | Open Subtitles | ادم انظر لعيني واخبرني ماذا تعرف عن الامر |
Mısır koçanıma ne oldu? | Open Subtitles | ما الي حدث لـ ... لعيني |