Hayır, seni böyle aptalca bir şey yapmaya iten şey duygularının sana hakim olmasına izin vermen. | Open Subtitles | ولكن انظر، هذا ليس بسبب حماقتي كلاّ، لقد كان بسبب سماحك لمشاعرك أن تقودك لفعل شيءٍ غبيّ |
Daha önce kaçmaya çalıştılar. Düşüncesizce bir şey yapmaya hazırlar. | Open Subtitles | حاولوا الهروب بالسابق، وإنهم متجهزون لفعل شيءٍ طائش. |
Bu yüzden, beni kötü bir şey yapmak zorunda bıraktınız. | Open Subtitles | لذلك ، أجبرتموني لفعل شيءٍ فظيع |
Bu konuda bir şey yapmak için yardımına ihtiyacım var. | Open Subtitles | -أودّكَ أن تساعدني لفعل شيءٍ حيال ذلك . |
Eğer ona bir şey yapmayı planlıyorsa. | Open Subtitles | على (كلانسي) هكذا، سيكون إذا خطط لفعل شيءٍ به. |
Delice bir şey yapmayı katile bırak. Ya da plânlanmış. | Open Subtitles | -الأمر متروك للقاتل لفعل شيءٍ جُنوني . |
- Bomba yarın patlayacak. - Bir şeyler yapmak için 18 saatimiz var. | Open Subtitles | -القنبلة ستنفجر غداً، ولدينا 18 ساعة لفعل شيءٍ ما |
Sizce benim sözlerim, misyonum Candice'i kötü bir şey yapmaya itmiş olabilir mi? | Open Subtitles | أتعتقدين أنّ... كلماتي، ومُهمّتي... قد قادت (كانديس) لفعل شيءٍ فظيع؟ |
Hayır, bir şey yapmak için gelmiştim. | Open Subtitles | -كلاّ. جئتُ لفعل شيءٍ . |
bir şey yapmayı planlıyorsun da ondan. | Open Subtitles | -هذا لأنّكَ تُخطط لفعل شيءٍ سيّءٍ . |
Doğru bir şeyler yapmak için size verilen bir şans bu. | Open Subtitles | هذه فرصتكم لفعل شيءٍ إيجابي. |