"لقد رأيته" - Translation from Arabic to Turkish

    • Onu gördüm
        
    • gördüm onu
        
    • Ben gördüm
        
    • Onu gördün
        
    • görmüştüm onu
        
    • izledim
        
    • Bunu gördüm
        
    Boğulduğum esnada farkında olmadan zamanı durdurmuş olmalıyım. Onu gördüm. Open Subtitles يجب أن أوقف الزمن بدون أن أدرك ذلك, لقد رأيته
    Ha, beni kandıramazsın! Onu gördüm! İçeri girdiğini gördüm! Open Subtitles لا يمكنكِ خداعي ، لقد رأيته وهو يدخل هنا
    - Onu gördüm. - Lütfen içeri girin. Open Subtitles ـ لقد رأيته في الخارج ـ تفضل أيها الأستاذ
    O lanet olası herif burada. gördüm onu. Geberteceğim onu. Open Subtitles ابن الكلبة موجود هنا، لقد رأيته سوف أمسكه
    Şey, Ben gördüm ve maalesef hamamböceklerimiz var. Open Subtitles حسنا، لقد رأيته.. ولسوء الحظ، لدينا صراصير
    - Profesör, Onu gördün. - Eşimede olanları gördüm. Open Subtitles ـ حضرة الأستاذ، لقد رأيته ـ و كذلك زوجتي
    Oh, Peggy. Adamın gerçek olduğunu biliyorum. Onu gördüm. Open Subtitles بيجى , إننى أعرف أن هذا الرجل حقيقة . لقد رأيته
    En azından Onu gördüm! Burada ne yapıyordun? Open Subtitles أجل , فى الواقع , لقد رأيته على الأقل وماذا كنت تفعل هنا؟
    Gazi konuşuyor. Onu gördüm. Gardaydı. Open Subtitles الجنديّ هنا ، لقد رأيته كان في محطة القطار و قد استقلّ سيارة اجرة للتوّ
    Onu gördüm, ama anlamadım. Open Subtitles لقد رأيته بالتمام كما حدث,لكنني لم أفهمها,أتلعمِ
    Tabi ki gerçekten Onu gördüm. Sana onu gördüğümü anlatıyorum. Open Subtitles بالطبع لقد رأيته إنني أخبركم أني رأيته هنا
    Söyledikleri cihaz gerçek. Onu gördüm. Open Subtitles الجهاز الذى يتحدثون عنه حقيقة لقد رأيته بنفسى
    Onu gördüm ama zamanında çağırmadım. Open Subtitles لقد رأيته, لكنني لم أصل أليه في الوقت المناسب.
    Otobüsteyken Onu gördüm ve buraya geri gelmem gerektiğini anladım. Open Subtitles لقد رأيته من الحافلة ، وعرفت أن علي العودة إلى هنا
    Geçen hafta heykelin oradaydı. Onu gördüm. Open Subtitles الأسبوع الماضي بالقرب من ذلك التمثال ، لقد رأيته
    Onu gördüm ama gerçek olmadığını düşündüm. Open Subtitles لقد رأيته لكنني أعتقدت أن هذا ليس صحيحاً
    gördüm onu. Efendi başka tarafa bakarken o sürekli tıkınıyordu. Open Subtitles لقد رأيته إنه يحشو فمه دائما عندما لا يكون السيد ناظرا إليه
    gördüm onu. Gündüzleri dört ayağı üzerinde durur, öğlen şovunda iki ayakla ve geceleri de bir ayağını incittiği için üç ayağı üzerinde seker. Open Subtitles لقد رأيته يسير على اربعه سيقان فى الصباح و ساقان بعد الظهر
    Orada. Pencerede gördüm. Onu saklıyorlar. Open Subtitles إنه هناك , لقد رأيته خلف النافذة , إنهم يخفونه
    Önce Ben gördüm, Selena. Bu haksızlık. Numarasını ben yazdım. Open Subtitles لقد رأيته قبلك (سيلينا) هذا ليس عدلاً ودونت رقمه قبلك
    Onu gördün, değil mi? Barrow'u yani. Open Subtitles لقد رأيته ، اليس كذلك اعني بارو
    Avlunun karşısında iki kere görmüştüm onu ve üvey oğlum olacak kadar genç görünüyordu. Open Subtitles لقد رأيته يمشي في الفناء مرتين ويبدو مناسباً بأن يكون بمثابة ابني
    Milyonlarca kez butarz filmler izledim dostum bu filmler bizi daha zeki yapiyorlar Open Subtitles لقد رأيته مليون مرة أيها الأحمق ستيف عبقري بصناعة الأفلام بطل أمريكي حقيقي
    Bu zamanı hatırlıyorum. Bunu gördüm. Open Subtitles أتذكر عندما فعلت ذلك لقد رأيته ذلك كان عظيما

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more