Kimse için çalışmıyorum. Sınırı birkaç gün önce geçtim, burada çalışacağım söylendi. | Open Subtitles | لا أعمل لأحد، لقد عبرت الحدود قبل أيام وأخبروني أن هنالك عملاً |
Sadece nehirden geçtim ...ve biraz kayalıkların oraya doğru yürüdüm. | Open Subtitles | لقد عبرت الجدول فقط وقمت بالمشي خطوات قليلة . بين الصخور فقط |
Walker, Shaw ve Beckman'ın gözünde geçtin. | Open Subtitles | يجب أن تشرح هذا لوالكر، شاو و بيكمان لقد عبرت الامتحان |
Lçimden geçti. Yarım saniyeliğine tek bir insandık... | Open Subtitles | لقد عبرت من خلالي كنا شخص واحد لجزء من الثانية |
Dürüst olmak gerekirse ben o sınırı uzun zaman önce aştım. | Open Subtitles | لأكون صريحة معك ، لقد عبرت ذلك الحد منذ فترة طويلة |
Beni bulmak için, yanında Gölgeler Kitabıyla Sınır'ı geçip, geldi. | Open Subtitles | لقد عبرت الحدود و معها كتاب الظلال المحسوبة تبحث عني. |
Babamın teklifini kabul etmeliydin. Çizgiyi aştın, Hector. | Open Subtitles | كان يجب أن تأخذ عرض أبي لقد عبرت الخط، "هيكتور" |
Kurşun sıyırıp geçmiş. Kemiğe veya büyük bir damara gelmemiş. | Open Subtitles | لقد عبرت الرصاصه من ذراعك و لكنها لم تصب العظام او اى شريان رئيسى |
İhtiyaç duyduğun anda yanında olmak için şehrin öbür ucundan geldim. | Open Subtitles | لقد عبرت المدينة لأكون معكِ في وقت حاجتكِ |
Daniel kadar ben de geçitten geçtim. Bende başağrısı yok. | Open Subtitles | لقد عبرت من البوابه مقدار ما عبر دانيال ولم أصب بأى صداع |
Ben Cessna 47 Fox. Alçak çöle geçtim. | Open Subtitles | هذه سيسنا 47 فوكس لقد عبرت الصحراء المنخفضة للتو |
Tamam, kanaldan geçtim. Artık bana ateş edemezler. | Open Subtitles | حسنا , لقد عبرت النفق لا يستطيعوا اطلاق النار علي |
10 bin ışık yılı uzaklığında uzayı geçtim ve aklına ulaştım. | Open Subtitles | لقد عبرت 10000 سنة ضوئية بالفضاء كي اصل الى عقلكِ. |
Dün gece ilk tek kişilik ajanlık sınavımı geçtim ahbap. | Open Subtitles | صاحبي، لقد عبرت امتحان الجاسوسية الأخير لوحدي الليلة الماضية |
Sen bunları geçtin Ve onla yüzleştin | Open Subtitles | لقد عبرت من العذاب الأول لقد واجهت تحديك الأول |
Az önce "Alacakaranlık Kuşağı"na geçtin. | Open Subtitles | لقد عبرت للتو إلى داخل: منطفة الشفق |
Sınırı geçtin, Travers, ve geri dönüş yok. | Open Subtitles | لقد عبرت يا (ترافيس) و ليس هناك سبيل للتراجع |
Demek kaplumbağa sonunda bitiş çizgisini geçti. | Open Subtitles | حسناً ، حسناً ، لقد عبرت السلحفاة أخيراً خط النهاية |
O geçti. Ben o sıçtığımın çizgisini geçtim işte. | Open Subtitles | ـ إنه عبر الخط ـ لقد عبرت ذلك الخط تماماً |
Bu gösteri korosu yarışmasının sonuçlarını size getirmek için okyanusları aştım geldim. | Open Subtitles | لقد عبرت المحيطات حتى أحصل على النتائج لهذه المنافسة |
Hayır. İntikam için galaksiyi aştım da geldim. | Open Subtitles | لا ، لقد عبرت مجره لتحقيق الإنتقام |
Okyanusu geçip de Sandy Plankton kadar çok şey bilemez miyim yani? | Open Subtitles | ساندى بلانكتون ؟ اتعلم , لقد عبرت المحيط بأكمله وعرفت اكثر مما يعرفه ساندى بلانكتون ؟ |
Uçsuz bucaksız çorak topraklar aştın. | Open Subtitles | لقد عبرت أرض القفر العظيمة |
Bir grup Jaffa yakın zamanda buradan geçmiş. | Open Subtitles | لقد عبرت مجموعة من الجافا من هنا مؤخرا |
İhtiyaç duyduğun anda yanında olmak için şehrin öbür ucundan geldim. | Open Subtitles | لقد عبرت المدينة لأكون معكِ في وقت حاجتكِ |