Evet. Yoldan uzak durmam şartıyla bu hafta eve dönebileceğimi söyledi. | Open Subtitles | نعم، لقد قال أنّه يمكنني الرجوع للمنزل خلال هذا الأسبوع ما دمت |
Mars üzerinde bir araba sürebileceğimi söyledi. | Open Subtitles | لقد قال أنّه يمكن لي أن أقود سيارة على المريخ, |
Bunu sadece sen güvende olursan yapacağını söyledi. | Open Subtitles | لقد قال أنّه سيفعل هذا في حالة أن تكوني آمنة فقط |
Sadece sen güvende olursan yapacağını söylemişti. Peki ya o? | Open Subtitles | لقد قال أنّه سيفعل هذا في حالة أن تكوني آمنة فقط |
Kollarımın anormal uzun olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | لقد قال أنّه لدي يدان طويلتان فظيعة |
İlk defa buna değecek birini bulduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد قال أنّه لأول مرّة يلتقي شخصاً ما يستحق ذلك |
Davanı iyi bildiğini ve elinde suçsuzluğunu kanıtlayan deliller olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد قال أنّه على دراية بقضيّتكَ وبحوزته دليلٌ قد يبرهن على براءتكَ |
Bir polisin isteği üzerine benim lisedeki kız arkadaşımın geçmişini araştırdığını söyledi. | Open Subtitles | لقد قال أنّه يُجري فحصًا على أحدِ المارشال لأجلِ ترقيته، خليلة لي من المدرسة الثانويّة. |
Kendisinin, Gözcüleri alt edecek önemli bir planın parçası olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد قال أنّه جزء من خطّة هامّة لهزم الغزاة. |
Evet, bölümünü bitirir bitirmez geleceğini söyledi. | Open Subtitles | نعم , لقد قال أنّه سيأتي قريباً حالمَا ينتهِي الفصلُ |
Bir sonraki kitabına bizi koyacağını söyledi. | Open Subtitles | لقد قال أنّه قد يضيفنا للكتاب القادم ذلك جّيد أو لا ؟ |
Şu anda kimseyle çıkmak istemediğini söyledi. | Open Subtitles | حسناً ، لقد قال أنّه لا يواعد أحداً في هذه الفترة |
Ona dondurmanın neli olduğunu söyleyinceye kadar sana tek sent vermeyeceğini söyledi. | Open Subtitles | لقد قال أنّه لن يعطيك قرش أحمر واحد... حتى تخبره ما هو نكهة الآيس كريم |
Ne zaman yollayacağımızı söyleyeceğini söyledi. | Open Subtitles | لقد قال أنّه سيعلمنا متى نُرسله. |
Bir parçamı keserek çantasında eve götürüp arkadaşları görsün diye arabasının kaputuna monte etmek istediğini söyledi. | Open Subtitles | لقد قال أنّه يريد قطع قطعة منّي ليأخذها معه إلى منزله في عربته، وأنّه كان يريد أن يضعها على مقدّمة سيّارته من أجل يراها أصدقائه. |
Ama o gidebileceğimi söyledi. | Open Subtitles | لقد قال أنّه يمكنني المغادرة. |
Senin için bir şey yapacağını söylemişti. | Open Subtitles | لقد قال أنّه كان سيفعل شيئًا لكَ. |
Beni tüm bu şeylerden kurtaracağını, beraber Cobo'ya gideceğimizi söylemişti. | Open Subtitles | لقد قال أنّه سينتشلني من هُنا، وكُنّا سنذهب إلى "كابو" معًا. |
- Kampın yerini bildiğini söylemişti. | Open Subtitles | لقد قال أنّه علم أين يوجد مخيّمهم. |
Sana bu konuyu soracağını söylemişti. | Open Subtitles | لقد قال أنّه سيسألكَ عن الأمر. |
O adamla hiç karşılaşmadığını söylemişti. | Open Subtitles | . لقد قال أنّه لم يقابله أبداً |