| - kendin söyledin, intihardı. - Dedim çünkü aksini ispatlayamıyorum. | Open Subtitles | ـ لقد قلت بنفسك ، إنه إنتحار ـ فقط لأنني لا أستطيع إثبات عكس ذلك |
| Hadi ama, kendin söyledin hayatında gördüğün en iyi saksoyu çekiyormuş. | Open Subtitles | مفاجأة شانغهاي هيا, لقد قلت بنفسك بأنها أعطتك أفضل عمل يدوي حظيت به في حياتك؟ |
| Onu, hiçbir ölümlü silahın öldürmeyeceğini kendin söyledin. | Open Subtitles | لقد قلت بنفسك لايوجد سلاح مميت يستطيع قتله |
| Issız bir yer olduğunu kendin söylemiştin. Sadece bir kişi zarar görebilir. | Open Subtitles | لقد قلت بنفسك أن المنطقة غير مأهولة لن يكون هناك إلا ضحية واحدة |
| Onun ölümünün kimsenin hatası olmadığını kendi ağzınla söyledin. | Open Subtitles | لقد قلت بنفسك موتها لم يكن بسبب غلطة أحد |
| Envanterimin iyi durumda, mallarımın yerli yerinde olduğunu sen söyledin. | Open Subtitles | لقد قلت بنفسك بأن لدي مخزون ثابت، وكافة بضاعتي وضعت جانبا. |
| Ama... imparatorluğu değiştirecek birine... sizi anlayacak birine ihtiyacınızın olduğunu siz kendiniz söylediniz Sezar. | Open Subtitles | لقد قلت بنفسك أيها القيصر إن الأمر بحاجة إلى شخص يقوم بالتغيير يمكنه إيجاد طرق جديدة |
| kendin söyledin, tren mutlaka bir yerlerde durmak zorunda. | Open Subtitles | لقد قلت بنفسك أن القطار سيتوقف بأحد الأماكن حتمًا |
| Erkek erkeğe onu alt edemeyeceğini kendin söyledin. | Open Subtitles | لقد قلت بنفسك أنك لست أفضل منه رجلاً لرجل |
| Camı kırmak için birkaç sefer vurduğunu kendin söyledin. | Open Subtitles | لقد قلت بنفسك انه اخذت منه بعض المحاولات لتحطيم الزجاج |
| kendin söyledin babanın katilini aramak senin ölümüne sebep olabilir. | Open Subtitles | لقد قلت بنفسك ,أنك إذا قمت بالبحث على قاتل والدك . ربما سيؤدي بك إلى القتل |
| Max sen kendin söyledin. Ray Ordell'i istiyor. | Open Subtitles | ماكس لقد قلت بنفسك أن راي يريد أورديل |
| En iyisini istediğini kendin söyledin. | Open Subtitles | لقد قلت بنفسك أنك قد اعتدت على الأفضل |
| Issız bir yer olduğunu kendin söylemiştin. Sadece bir kişi zarar görebilir. | Open Subtitles | لقد قلت بنفسك أن المنطقة غير مأهولة لن يكون هناك إلا ضحية واحدة |
| Sıradan bir ölümlü olarak yaşamanın ne kadar duygusuz hissettirdiğini kendin söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلت بنفسك ان الامور تصبح كالمُخدر عندما تكون مجرد بشر |
| Kan dökülmesini istemediğini kendin söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلت بنفسك أنك لا تريد سفك الدماء. |
| Annenden korktuğunu, ayrılmak istediğini kendi ağzınla söyledin. | Open Subtitles | لقد قلت بنفسك أنك خائف من والدتك وأنك تريد المغادرة |
| Bunu kendi ağzınla söyledin. | Open Subtitles | لقد قلت بنفسك أن هذا ما أردت |
| Şerif, adamın vahşi biri olduğunu sen söyledin. | Open Subtitles | أيُّها المأمور، لقد قلت بنفسك أنّ هذا الرجل عنيف |
| Binbaşı, bu adamların kangrenli uzuvlar, bu kasabadan atılması gereken bir hastalık olduğunu kendiniz söylediniz. | Open Subtitles | أيها الرائد، لقد قلت بنفسك أن هؤلاء الأشخاص مثل الأطراف المريضة المرض الذي يجب نزعه من هذه المدينة |
| siz söylediniz. Ne zaman geri döneceğimi kim bilebilir ki? | Open Subtitles | لقد قلت بنفسك أنه لا أحد يعرف وقت عودتي؟ |