"لقد مللت من" - Translation from Arabic to Turkish

• bıktım
• sıkıldım

Politikadan biraz bıktım ama sana bunu sormak istiyorum.
لقد مللت من السياسة نوعًا ما، لكنني أرغب أن أسألك هذا.

Hayali torunlardan bıktığım kadar, yalan yere umutlanmaktan da bıktım.
لقد مللت من هؤلاء الأحفاد المزيفون تماماً كالملل من الآمال الكاذبة

Herkesin peşine düştüğü, elden ele geçen salak kızlardan bıktım usandım artık.
لقد مللت من الفتيات السخيفات اللواتي يجنّ بهنّ الجميع ويتجوّلن بحريّة.

Bu oyundan sıkıldım, daha sonra bitirelim.
لقد مللت من هذه اللعبة, دعنا نُنهيها لاحقا

Beklemekten sıkıldım, ben de ayrıldım.
لقد مللت من الإنتظار في ذاك الضريح الضيق لذا خرجت

iyi o zaman dinle. Sizin sıkıcı uzay fırlatmalarınızdan bıktım.
جيّد ، اصغي ، لقد مللت من برامج إطلاق صواريخكم المملة

Cozy'den bıktım artık. Yemeğini her zaman oradan ısmarlarsın.
لقد مللت من محل كوزي فدائما ما تطلب من هناك

Bu araya girmelerden bıktım. Sadece yalnız kalmak istiyoruz.
لقد مللت من هذه المقاطعات كل ما نريده هو وقت بمفردنا

Ayrı yataklardan bıktım.
مفهوم؟ لقد مللت من وصل الأسرّة مع بعض كفى, انا لا اريد ان اقوم بهذا بعد الآن

Gerçekleri bulmayı seviyorum. Hayatımdaki sırlardan bıktım.
أريد معرفة الحقائق الخفية لقد مللت من الأسرار التي بحياتي

Sırf maçonun teki bir kadın tarafından betona yapıştırılmayı kendine yediremiyor diye bu saçma şikayetlerden bıktım.
لقد مللت من هذة الشكاوى بسبب قليل من استعمال القوة و لم تنتهى أبداً رغم أننى امرأة

- Artık bundan bıktım... - Üzgünüm! Bir şey mi söyledin?
لقد مللت من هذا - أنا آسف ، هل كنت تتحدث؟

Kurşunlara hedef olmaktan bıktım.
لقد مللت من كثرة الذين يطلقون علّى النار

Bu piç kuruları gelecek diye beklemekten bıktım. Yemin ederim, dönmelerini istiyorum artık.
لقد مللت من انتظار هؤلاء الاوغاد اقسم انني اتمنى عودتهم

Kötü işleri üniversite mezunlarına kaptırmaktan bıktım.
لقد مللت من كل تلك الوظائف التافهة التى اخسرها بسبب خريجى الكليات

Eski iyi Walter sayesinde birşeyler yapabiliriz diyenlerden bıktım usandım artık. Bak, ne diyeceğim. Unutma yapamazsın.
لقد مللت من إستغلال الناس لطيبتي إليك هذا الأمر ، لن تفعل مثلهم

Sadece polise anlatacağım. Tüm bu hakaretlerden bıktım usandım.
لن أتحدث سوى للشرطة لقد مللت من الإهانات

- Çok sıkıldım ve yürüyüşe çıktım.
نعم لقد مللت من المكان لهذا خرجت قليلاً للتنزه

Oyunculuk muhabbeti duymaktan sıkıldım artık!
توقف , لقد مللت من السماع عن التمثيل والتمثيل و التمثيل

Oyunculuk muhabbeti duymaktan sıkıldım artık! Tamam, peki, belki yeni bir yaklaşım gerekiyordur.
توقف , لقد مللت من السماع عن التمثيل والتمثيل و التمثيل

Hayatımın her dakikasında nerede olacağımı bilmekten sıkıldım.
لقد مللت من تخطيط كل يوم وكل ثانيه في حياتي