İngiliz aksanı ile Yoruba konuşuyor ve Alman aksanı ile İngilizce. | TED | يتحدث اليوروبا مع لكنة إنجليزية، واإنجليزية بلكنة ألمانية. |
- Untranslated subtitle - Yumuşak birAvrupalı aksanı var.Sanırım Alman | Open Subtitles | ولديه لكنة أوروبية خفيفة ألمانية كما أظن |
Erkek. Kalın sesli. Hafif aksanı var. | Open Subtitles | رجل، صوت خشن، لكنة خفيفة، 6.3 أقدام، مئتي باوند |
Kimse sana çok seksi bir aksanın olduğunu söyledi mi? | Open Subtitles | هل أخبركَ أحد من قبل بأنكَ تملك لكنة جذّابة ؟ |
aksan yapmak akıcı konuşmaktan daha kolay. | Open Subtitles | إصطناع لكنة أسهل بكثير من تحدث لغة بطلاقة. |
Ne olduğunu söyleyemiyorum çünkü adam aksanlı konuşuyor gibiydi. | Open Subtitles | لم أستطع أن أعرف عمّا كان، رغم ذلك، لأنّ الرجل كانت لديه لكنة |
İngiliz aksanım var, muhtemelen eşcinselim dişlerimi hiçbir zaman fırçalamadım ve karım berbat. | Open Subtitles | أنا عندي لكنة بريطانية , من المحتمل أن أكون شاذ جنسيا , أن لم أنظف أسناني ابدا وزوجتي قبيحة |
Anlaşılan eskiden İskoç aksanı varmış. | Open Subtitles | ومع هذا ، فقد كانت لديه لكنة اسكتلندية واضحة أيامها |
Biraz da İngiliz aksanı mı duyuyorum? | Open Subtitles | أنا أستراليّ هل أسمع لكنة بريطانيّة خفيفة؟ |
Tutkusunu sağ duyusunun önüne koyuyor, seksi bir İngiliz aksanı var, içten, moda anlayışı var. | Open Subtitles | هو يضع الشغف فوق الحس العادي لديه لكنة بريطانية رائعة هو مذهل |
Çünkü konuşabilseydi, sanırım İtalyan aksanı olurdu. | Open Subtitles | بسبب أنه يستطيع التحدث أعتقد أنه يملك لكنة أيطالية |
aksanı olmayan bir beyazsın, 2010 yılında temizlikçi olarak çalışıyorsun. | Open Subtitles | حسناً ، أن سيدة بيضاء بدون لكنة تمعلين كخادمة في 2010 |
- Çok da sevimli, ama gerçekten.. - Evet, çok eğlencelidir, ta ki sahte bir pasaportu ve Rus aksanı olana kadar. | Open Subtitles | نعم هذا لطيف إلى أن تحصل على جواز سفر مزور و لكنة روسية |
Fransız ya da Rus aksanı olduğunu söylediler. | Open Subtitles | يقولون من المحتمل أن لديه لكنة فرنسية أو روسية. |
Max ayı oldu. Dışarısı buz gibi, ve cildim o kadar kuru ki, kendi İngiliz aksanı var. | Open Subtitles | و البرد قارس، و جلدي جافٌّ كثيراً، لديه لكنة بريطانيّة. |
Kimse sana çok seksi bir aksanın olduğunu söyledi mi? | Open Subtitles | هل أخبركَ أحد من قبل بأنكَ تملك لكنة جذّابة ؟ |
aksanın güzelmiş. Hangi gezegendensin? | Open Subtitles | هيه، أنها لكنة لطيفة يا رجل من أي كوكب أنت، هاه؟ |
- Düşük seviyesi panik atak erken artirit ve yabancı aksan sendromu. | Open Subtitles | إضطراب قلق منخفض المستوى، إلتهاب مفاصل مبكر، ومتلازمة لكنة أجنبية. |
aksan, ses rengi, ifadelerde tuhaflık? | Open Subtitles | لهجة ، لكنة ، بعض الصياغات الغريبة ؟ |
Sarışınlık, kaçırılma, aksanlı konuşan kötü bir adam. | Open Subtitles | الشعر الأشقر, الإختطاف و شرير ذو لكنة أجنبية |
Okuduğun sırada bunu unutmaman çok önemli çok tatlı bir aksanım var. | Open Subtitles | بينما تقرأين، ذلك سيساعدك على تذكر أن لدي لكنة ساحرة |
Çok başarılı. Fakat küçük bir sorunla karşı karşıya kalacaksınız. | Open Subtitles | هذا توسع ملموس و لكنة يضعك مع مشكلة فنية صغيرة |
Ben de İngiliz aksanıyla konuşabilirim. | Open Subtitles | أنّ له لكنة بريطانيّة؟ يمكنني أن أحصل على لكنة بريطانيّة. |
Biraz eroin ve osuruktan bir aksanla direk hedefe gidebilirim. | Open Subtitles | احتجت القليل من الهيروين و لكنة لعينة لذلك قلت لماذا لا اتوجه إلى المصدر مباشرة |
Ben doğal güneyli aksanına sahibim. | Open Subtitles | بالطبع, أنا لدى لكنة جنوبية طبيعية |
Ve ödesem bile, garantisi yok Ama bu senin tek seçeneğin. | Open Subtitles | . ورغم ذلك , ليس هناك ضمانات . لكنة خيارك الوحيد |
Sanırım, New York aksanıydı, değil mi? | Open Subtitles | أخيرا لقد وجدت صوتي الداخلي. أعتقد أنك قلت كل ذلك مع لكنة. |
Biz kardeş gibiydik, ama o şimdi farklı biri oldu. | Open Subtitles | طالما نحن كُنّا مثل الإخوةِ، لكنة الآن رجل مختلف. |