"لكنكِ لستِ" - Translation from Arabic to Turkish

    • Ama sen
        
    • değilsin
        
    Ama sen inanmıyorsun yoksa ben burada olmazdım. Open Subtitles أجل، لكنكِ لستِ كذلك وإلاّ ما كنتُ لأتواجد هنا.
    Ama sen zamp gibi yapışan o budala tiplerden değilmişsin. Open Subtitles لكنكِ لستِ من النوع الغبي الذي يلتصق كالصمغ
    Parlak bir öğrencisin ve çok iyi bir doktor olacaksın. Ama sen cerrah değilsin. Open Subtitles أنتِ ذكية للغاية، ولديك مايلزم لتصبحي طبيبة ممتازة. لكنكِ لستِ جرّاحة.
    Trenin seni nereye götürmesini umduğunu biliyorsun ama emin değilsin. Open Subtitles تعرفين أين تأملين أن يأخذكِ ذلك القطار، لكنكِ لستِ متيقنة
    - Senin ailen benim! - Keşke öyle olsaydın ama değilsin. Artık değil. Open Subtitles أتمنى هذا و لكنكِ لستِ الآن، ليس بعد الآن
    Sen sevmezsin, Ama sen, sen değilsin. Open Subtitles حسنًا، قد لا تريدين ذلك لكنكِ لستِ نفسكِ
    Ama sen eski günlerden konuşmaya gelmedin, değil mi? Open Subtitles لكنكِ لستِ هنا للاستغراق في الذكريات، صحيح ؟
    Ama sen değilsin. Sen kanser değilsin. Open Subtitles لكنكِ لستِ كذلك ، لستِ مصابة بالسرطان
    Seninle evlenmek istiyorum, Ama sen buna hazır değilsin. Open Subtitles أريدأنأتزوجكِ, لكنكِ لستِ مستعدة
    Tamam, sen bir hırsızsın Ama sen... Open Subtitles حسناً , أنتِ لصة . . لكنكِ لستِ
    Evet Ama sen bir kız değilsin, bir kadınsın. Open Subtitles نعم لكنكِ لستِ فتاة أنتِ امرأة
    "Seni sevdiğini söyler Ama sen karşılık vermeye henüz hazır değilsindir" seksi. 43. Open Subtitles لكنكِ لستِ مستعدةً لأن تقوليها له - ـ 43
    Ama sen yalnız değilsin. Artık Sheldon var. Open Subtitles لكنكِ لستِ وحيدة بعد الأن لديكِ "شيلدون"
    Ama sen yalnız değilsin. Artık Sheldon var. Open Subtitles لكنكِ لستِ وحيدة بعد الأن لديكِ "شيلدون"
    Ama sen kağıt değilsin. Sen bir resimsin. Open Subtitles لكنكِ لستِ من الصحيفة بل من الأفلام
    Ama sen kadın değilsin. Baksana, Ann... Open Subtitles نعم، أعرف، لكنكِ لستِ نساء
    Beni aradın çünkü kız kardeşinin düğünündesin ve o mutlu görünüyor ve herkes mutlu Ama sen değilsin. Open Subtitles أنتِ... أنتِ تتصلين بيّ لأنكِ في زفاف أختكِ، وهي تبدو سعيدة... "والجميع سعيد لكنكِ لستِ كذلك"
    18 yaşında olabilirsin, ufak kızım, ama açıkça görülüyor ki ölüm kalım meselelerinde kendi başına karar verebilecek durumda değilsin. Open Subtitles ربما تكونين في 18 من عمركِ يا صغيرتي لكنكِ لستِ مستعدة لاتخاذ قرار يخص الحياة أو الموت بنفسكِ الآن
    Atılgan, kışkırtıcısın ama intihara meyilli değilsin. Open Subtitles أنتِ متهوّرة واندفاعية لكنكِ لستِ انتحارية
    Havanı söndürmek istemezdim, tatlım, ama tipim değilsin. Open Subtitles أكره أن أحطم آمالكِ, يا عزيزتي، لكنكِ لستِ من نوعيتي.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more