"لكنه كان من" - Translation from Arabic to Turkish

• Ama

Bana çok uzun geldi Ama birkaç günlüğüne yoktum aslında.
يبدو هذا وكأنه منذ فترة لكنه كان من يومين فقط

Orada Ross'u kurtarmana seviniyorum. Ama o bir kurşun olabilirdi.
أنا سعيد لانك حاولت انقاذ روس ، لكنه كان من الممكن ان تكون رصاصة

Ailesinin parası vardı... Ama, tırnak içinde, işeyip gezen... uyuşturucu bağımlısı sanatçı tipi vardı.
لقد كانت عائلته غنية. لكنه كان من الفنانين المقتبسين، المتصوفين.

Bu sabah bana elinde bilgilerle geliyorsun, bir barış önerisi ile, Ama bu benim değil senin iyi hissetmen içindi.
أتيت إلي هذا الصباح و معك معلومات عرض للسلام و لكنه كان من أجل أن تشعر بأنك أفضل حالاً و ليس أنا

Öyle düşünmenden memnundu, Ama ziyaretlerini korkuyla bekleyen oydu.
كان سعيداً بأنك تظنين ذلك لكنه كان من يكره زياراتك

Babam çok zeki bir adamdı, Ama saftı ve çabuk inanırdı, ve Drew Imroth bundan faydalanarak babamı hayatının işinden etti.
والدي كان رجلا رائعا لكنه كان من السذاجة والثقة و درو إيمروث إستغل ذلك

Ama cesedin araziye, bulunmasından bir yıl önce atıldığını çözen oydu.
لكنه كان من اكتشف أن البقايا كانت بمدفن النفايات لمدة عام قبل اكتشافها

Ama istediğim zaman bunları yapabilecek olmam rahatlatıcı.
لكنه كان من المريح معرفة أن بإمكاني فعله هذا في أي وقت أرغب فيه

Ben geri dönüp temizlikçi ekibe yardımcı olacağım Ama tekrar görüşmek güzeldi.
سأعود وأساعد فريق التنظيف، لكنه كان من اللطيف رؤيتكِ ثانيةً.

Tanrı'nın bana yol gösterdiğini sanıyordum Ama şeytan gösteriyormuş.
كنت أظن أن الرب كان يرشدني و لكنه كان من عمل الشيطان

ve neredeyse çığlık atarak kaçacaktı. Ama çok yol katettik. Diğer hiç beklenmedik sürpriz ise kameraydı.
نموذجنا الأصلي لم يكن به كاميرات على الإطلاق، لكنه كان من الساحر حقاً أن أكون قادراً على التقاط اللحظات التي أمضييها مع أسرتي، أطفالي.

Ama beni tüketici mahkemesine şikayet edecek halleri de yoktu...
! لكنه كان من الصعب ان يبلغوا عنى مكتب الاعمال الطيبة

Yaptığım şey için özür dilerim, Ama olaya gerçeklik katması için yapmıştım.
آسف عما فعلت لكنه كان من أجل المصداقية -و من أجلنا .

Ama o en iyilerinden biriydi. Oraya hiçbir şey bilmeden, öylece daldı.
و لكنه كان من افضلهم

Ama o en iyilerden birisiydi.
و لكنه كان من افضلهم

Baban benim yaptığımın en iyisi olduğunu söylerdi, Ama o Hindistan`lıydı, o yüzden--
والدك قال أن خاصتي هي أطعم ما ذاقه . . لكنه كان من (الهند) , لذا

Ama bu yıllar önceydi.
لكنه كان من زمن بعيد

Ama o da sazan gibi atladı.
لكنه كان من تعدى الحدود

Ama o da sazan gibi atladi.
لكنه كان من تعدى الحدود

Clyde pek hayırlı evlat değildi Ama yine de benim ailemdi.
أجل، لم يكن (كلايد) قديسًا، لكنه كان من العائلة