"لكنْ إنْ" - Translation from Arabic to Turkish

    • Ama
        
    • eğer
        
    Ama bir paraşüt-bark icat etmezsen. Sanırım başımız belada olacak. Open Subtitles لكنْ إنْ لمْ يكن لديك مظلّات فأعتقد أنّنا في مشكلة
    Tamam, biraz doğruluk payı var Ama hâlâ senden nefret ettiğini sanıyorsan yanılıyorsun çünkü öyle olsa neden seni yemeğe davet etmemi söylesin ki? Open Subtitles إنّه صحيحٌ قليلاً لكنْ إنْ ظننتها ما تزال تكرهك فأنتَ مخطئ لمَ عساها تطلب منّي أنْ أدعوك للغداء إذاً؟
    Evet, Amerika'nın takımına güveniyorum Ama bahsi kazanırsam her şeyini alırım, bahis işi, restoran, hiçbir şeyin kalmaz. Open Subtitles نعم، أؤمن بقدرات الفريق الأمريكيّ لكنْ إنْ ربحتُ ذلك الرهان سأربح ترخيصك، و تصبح بلا عمل و لن تحصل على مطعم و لا شيء
    Ama seni öldürmek istiyorsa beni aşması gerekecek! Open Subtitles لكنْ إنْ أرادت قتلكِ فعليها أنْ تتجاوزني
    Şimdi eğer çocuklarınız hala sağ ise onları bulacağız. Open Subtitles لكنْ إنْ كان أولادكم ما يزالون أحياء فسنعثر عليهم
    Ama biri bu kadına zarar verirse karşısında beni bulur. Open Subtitles لكنْ إنْ أساء أيّ أحد لهذه الامرأة فعليه أنْ يتعامل معي
    Tamam Ama başarısız olursan tüm krallığın güvenliğini tehlikeye atmış olacaksın. Open Subtitles لكنْ إنْ أخفقتِ، سيكون أمن المملكة بأسرها في خطر.
    Ama eğer verirsen,ciğerimiz olmaz. Ve sende büyüyü öğrenemezsin. Open Subtitles لكنْ إنْ فعلت، لن تحصل على الكبد و لن تتمكّن مِنْ تعلّم التعويذة
    - Peki. Ama bunu yapacaksak benim yöntemimle yapacağız. Open Subtitles لكنْ إنْ أردنا القيام بهذا فسنفعله بطريقتي
    Ama seni öldürmek istiyorsa beni aşması gerekecek! Open Subtitles لكنْ إنْ أرادت قتلكِ فعليها أنْ تتجاوزني
    Ama bu doğruysa yine de boğazını kesip kan kaybından ölmeni seyredeceğim. Open Subtitles و لكنْ إنْ كان ذلكَ صحيحاً فلازال عليّ أنْ أحزّ عنقكَ و أراقبكَ تنزف حدّ الموت
    Yılın sihirbazı olmadığımı biliyorum Ama sihri geri çevirmek için ekstradan sihre ihtiyacın olursa... Open Subtitles أعرف أنّي لست المشعوذة الأفضل لهذا العام لكنْ إنْ أردتِ سحراً إضافيّاً لإبطال التعويذة فأعلميني
    Ama kendi rızanla benimle gelmeyeceksen başka ne seçeneğim var ki? Open Subtitles لكنْ إنْ لمْ تأتِ معي طواعية فأيّ خيار آخر لديّ؟
    Ama eğer bu çizgiyi geçersen, geri dönüşü kolay değil. Open Subtitles لكنْ إنْ تجاوزتِ هذا الحدّ فرحلة العودة ليست سهلة
    - Umarım iş o noktaya gelmez Ama gelirse elimde bir silah var. Open Subtitles سنقاوم أرجو ألّا يصل الأمر للقتال لكنْ إنْ أرغمونا، فلديّ شيء
    Artık yok Ama madem kanserim de gidecek... Open Subtitles ذهبَت الآن، لكنْ إنْ ذهب السرطان أيضاً...
    Ama daha adadan çıkış yolu bulmadan yardım için benimle konuşmaya geldiyseniz kararım hala aynı. Open Subtitles لكنْ إنْ أتيتما لإقناعي بمساعدتكم قبل العثور على طريقة لمغادرة هذه الجزيرة...
    Ama beni daha fazla bekletirsen hepsi yok olur. Open Subtitles لكنْ إنْ جعلتِني أنتظر أكثر فكلّ شيء... سيختفي
    Ama söylemezsen nasıl öğreneceğim? Open Subtitles لكنْ إنْ لمْ تخبرني كيف سأتعلّم؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more