"لكنْ لمْ" - Translation from Arabic to Turkish

• ama

Geri getireceğimi söyledim. ama her şeyiyle aynı olacağını söylemedim.
قلتُ أنّي سأعيدها لكنْ لمْ أقل ستبقى الأحوال كسابق عهدها

ama hiçbir Karanlık Olan bu kutunun içindekine sahip olamaz.
لكنْ لمْ يحز أيّ قاتم على ما بداخل ذلك الصندوق

Bu senin olmalıydı, ama hiçbir zaman bunu sana verme şansı bulamadım.
كان يفترض أنْ تكون لك لكنْ لمْ تسنح لي الفرصة لأعطيك إيّاها

Eskiden Lithium, Seroquel ve Abilify kullanıyordum. ama artık hiçbirini kullanmıyorum.
'' اعتدتُ تناول '' ليثيوم ''، '' سيركويل و '' أبيلفاي ''، لكنْ لمْ أعد أتناولها

Ne yapıyorsun? Buraya baktım ama senin dikiş zımbırtılarınla dolu.
بحثتُ هنا، لكنْ لمْ أجد إلّا أدوات حياكتك اللعينة

İç organlarımı yaktı ama ölmedim.
شعرتُ بآلام في كلّ أنحاء جسدي لكنْ لمْ أمت

Köylüleri uyarmaya çalıştım ama kim olduğumu anlayabilen kimse çıkmadı.
حاولتُ تحذير القرويّين لكنْ لمْ يفهم أحدٌ حقيقتي

Bazıları ailelerine anlatmayı denedi ama kimseyi inandıramamışlar.
حاول بعضهم إخبار أهلهم لكنْ لمْ يصدّقهم أحد

ama sanırım o şekilde olmaması gerekiyormuş.
لكنْ لمْ يكن كلّ ذلك مقدّراً ليحدث باعتقادي

Tüm belirtiler bunu gösteriyordu ama beyin taraması yapmadan karar veremezdik.
كلّ المؤشّرات كانت تصبّ في هذا الاتّجاه لكنْ لمْ نستطع الجزم إلّا عند اكتمال المسح المقطعيّ

Evet, bunu şimdi biliyorum. ama bütün bir yıl boyunca bilmiyordum.
نعم أعرفه الآن لكنْ لمْ أكن أعرفه طيلة العام الماضي

Kim olduğumu biliyor olabilirler ama bu o kadar da önemli değil.
ربّما يعرفون حقيقتي الآن لكنْ لمْ يعد ذلك مهمّاً

Sizi hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm ama onu hayatımda ilk kez görüyorum.
يؤسفني تخييب ظنّكم لكنْ لمْ يسبق أنْ رأيتها في حياتي

Sayısızca adam, o kahrolası taşı aramak için o fırtınaya girdi ama hayatta kalan olmadı!
أعدادٌ لا تحصى مِن الرجال أبحروا لداخل تلك العاصفة بحثاً عن ذلك الحجر اللعين لكنْ لمْ ينجُ منهم أحد

Yeni tanıştığımızı biliyorum ama daha önce hiç kimse için böyle duygular beslememiştim.
أعرف أنّنا تقابلنا حديثاً لكنْ لمْ يراودني إحساس كهذا تجاه أيّ أحد مِنْ قبل

Beni özleyeceğini biliyorum ablacım... ama buradan kaçış biletini kaçıramazdım.
أعرف أنّك ستفتقدينني يا أختاه لكنْ لمْ أستطع تجاهل تذكرة الخروج مِنْ هنا

Kayıp Çocuklar'ını... ama hepsi gitmek istemedi.
فتيانه التائهين لكنْ لمْ يرغبوا جميعاً بالرحيل وبقي بعضهم

Hayatım boyu çok karanlık işlere bulaştım ama hiçbir zaman kraliçe öldürme şansım olmamıştı.
اقترفت الكثير مِن الأمور المظلمة في حياتي لكنْ لمْ أحظَ يوماً بفرصة لقتل ملكة

Belki de hepimiz oraya gidiyoruzdur ama henüz sana söylememişlerdir?
ربّما سنذهب جميعاً لكنْ لمْ يخبروكِ بعد