"لكن الأهم من" - Translation from Arabic to Turkish

    • Ama en önemlisi
        
    • Ama daha önemlisi
        
    Ama en önemlisi onyıllardır ilk defa ülkelerinin meselelerinde izleyici değil, etkin katılımcı olmayı umuyorlar. TED لكن الأهم من كل ذلك، لأول مرة منذ عقود يتوقعون أن يكونوا مشاركين نشيطين وليس متفرجين، في شؤون البلد.
    Ama en önemlisi, şunu da biliyorum ki insanlarla iletişim kurmak konusunda insanlara eğitim verilirken dersin de bir insan tarafından verilmesi gerek. TED لكن الأهم من ذلك، الآن أنا أعلم أنه عندما نريد تعليم البشر كيفية التواصل مع البشر الآخرين، يجب أن يقوم بذلك إنسان مثلهم.
    Ama en önemlisi her ne kadar Catalina, Joy'un bir arkadaşı değilse de kesinlikle benim bir arkadaşım, bunu anladım. Open Subtitles لكن الأهم من ذلك أدركت أنه حتى لو لم تكن كاتلينا صديقة لجوي كانت مؤكداً صديقة بالنسبة لي
    Ama daha önemlisi, Afrika kökenli bütün öğrencilerin birliği, Afrika'ya güç, onur ve bağlılık sağlayan sürekli bir kaynak. TED و لكن الأهم من ذلك , الهيكل الطلابي الإقريقي بأجمعه هو مصدر متواصل للقوة , الفخر و الإلتزام بإفريقيا
    Kısacası, bu şeylerle yapmaya çalıştığım da bu Ama daha önemlisi, müziğin son 30 yılı da bu şekilde. TED باختصار، هذا ما كنت أحاول فعله بتلك الأشياء، لكن الأهم من ذلك، هو ما كانت عليه الموسيقى في الثلاثين سنة الماضية.
    Ama en önemlisi kimsenin bakmayı akıl edemeyeceği bir yer olmalıydı. Open Subtitles لكن الأهم من ذلك كله , أن يكون مكاناً لا يفكّر أحد بالبحث فيه
    Ama en önemlisi, ne olursa olsun sizi sevmeleri gerekir. Open Subtitles لكن الأهم من ذلك أنه من المفترض أن تحبك رغم كل شيء
    "Ama en önemlisi, Bill, sadakatsiz ve kaypak kalbimden dolayı özür dilerim." Open Subtitles لكن الأهم من ذلك كلّه, بيل، أعتذر لقلبي الخائن والمتلوّن.
    Kariyerimi ve muayenehanemi kaybettim Ama en önemlisi hastalarımdan biri öldürüldü. Open Subtitles خسرت صمعتي و مهنتي لكن الأهم من ذلك احد مرضاي تم قتله بسبب التسريب
    Tom'un dünya çizgisi düşey hale geldi, yani bu, dünyayı onun bakış açısından yansıtıyor Ama en önemlisi, ışığın dünya çizgisi, açısını korudu, yani ışık, Tom tarafından doğru hızda ölçülecek. TED أصبح خط عالم توم عموديًا، إذًا هذا يمثل العالم من وجهة نظره، لكن الأهم من ذلك، لم تتغير زاوية خط عالم الضوء، إذًا سيقيس توم بشكل صحيح سرعة الضوء.
    Ama en önemlisi de gençlerin mental, duygusal ve psikolojik olarak stabil olmalarını istiyorsak mükemmel olmamanın oldukça normal ve doğal bir şey olduğununu anlatmalı ve bunu kutlamaya davet etmeliyiz. TED لكن الأهم من هذا كله إن كنا نريد أن يتمتع شبابنا بصحة عقلية و عاطفية و نفسية لذا علينا أن ندعوهم للإحتفال بمتعة و جمال العيوب بوصفها جزء عادي و طبيعي من حياة المرء وما يحبه
    Ama en önemlisi cesur kızımla gurur duyuyorum. Open Subtitles لكن الأهم من كل شيء... انا فخورة بأبنتي الشجاعة...
    Ama en önemlisi... yüksek dozlarda Gamma-13'e ihtiyacınız olması. Open Subtitles لكن الأهم من ذلك كله ، وهو الأهم أنت ستكون بحاجة الى جرعات مكثفة من غاما - 13
    - Ama en önemlisi, ne yapacağız? Open Subtitles لكن الأهم من ذلك، يتوجب علينا أن نكون..
    Ama en önemlisi, maddeyi geri getireceğiz. Open Subtitles لكن الأهم من ذلك، هو علينا أعادتها.
    Ama en önemlisi de artık avluda satıcılık yapmayacak olması. Open Subtitles :لكن الأهم من ذلك أنه لن ينادي على بضاعته بعد الآن has to hawk the stuff ... في الأزقة الخلفية
    Ama, en önemlisi, bizi daha önce hiç bu şarkıları çalarken görmemiş bir kalabalığa çalacağız, işte asıl olay bu. Open Subtitles لكن. الأهم من ذلك. لجمهور
    Ama, daha önemlisi, yeni icadımı denemek için bir sebep. Open Subtitles لكن الأهم من ذلك أنها فرصة لتجربة أحدث اختراعاتي.
    Ama daha önemlisi, henüz müttefik kazanmadı. Open Subtitles لكن الأهم من ذلك, أنه لم يعين حليفاً حتى الآن
    Mükemmeldi, Ama daha önemlisi kesinlikle ve tamamen zararsızdı. Open Subtitles كانت ممتازة و لكن الأهم من هذا كان غير مؤذ تماماً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more