"لكن لا يجب أن" - Translation from Arabic to Turkish

    • Ama
        
    • gerek yok
        
    • Fakat
        
    Tabii eşyalarını görecek, anlayacaktır Ama seni kesinlikle görmemesi gerekiyor. Open Subtitles هي سوف ترى حاجياتك، وستفهم لكن لا يجب أن تراكِ
    Tamam, Ama bana bağırma gerek yok. Ben yeterince kötü olduğu gibi hissediyorum. Open Subtitles حسناً ، لكن لا يجب أن تصرخي علي أنا أشعر بالسوء بما يكفي
    İyi halden dolayı iki haftada bir çıkıyorum Ama kimseyi görmeme izin yok. Open Subtitles أخرُجُ كل أسبوعين لسلوكي الحسَن، و لكن لا يجب أن أرى أي أحد
    Evet, tekrar, ancak benim sütun konusunda endişelenmenize gerek yok. Open Subtitles أجل مجدداً . لكن لا يجب أن تقلقي بشأن عامودي
    Fakat bu hanım, arkadaşının bilmesini istemiyor. - Neden? Open Subtitles لكن لا يجب أن أتحدث عنه، هذه الفتاة لها صديقة لا تريدها أن تعرفني
    Zor olduğunu biliyorum Ama ona bizi cezalandırması için sebepler veremeyiz. Open Subtitles ‫أعرف أن هذا صعب. ‫لكن لا يجب أن نعطيه سببًا لعقابنا.
    Gidiyorsun Ama araba kullanmamalısın bence. Open Subtitles فأنتِ ستغادري، لكن لا يجب أن تقودي السيارة
    Tabiki sana karşı hislerim var Ama bu yaşta, sadece bir kişiyle birlikte olmak istemezsin. Open Subtitles ليس لدي سوى المشاعر لكِ لكن لا يجب أن تبقي مع شخص واحد وأنتِ في هذة السن
    Dinle, o ikisinin ölmesine gerçekten üzüldüm... Ama hepimiz ölmek zorunda değiliz. Open Subtitles أسمع, انا آسف حقا لوفاة هذين الرجلين و لكن لا يجب أن نموت جميعا
    Ama hiç kimse mecburiyetten dolayı evlenmemeli. Open Subtitles لكن لا يجب أن يتزوّج أحد لأنه مرغم على ذلك
    Ama ölümcül hasta olduğun dedikodularına inanmamalılar. Open Subtitles لكن لا يجب أن يصدقوا الإشاعات بأن مرضها خطير
    Farelerini eğitmen gerekiyor Ama ya burada yapmaman, ya da yakalanmaman lazım. Open Subtitles بالطبع يجب عليك تدريب الفئران لكن لا يجب أن يمسكك أحد و لا يجب أن تفعل هذا هنا
    Değilsin Ama sana acı veren şeyleri içinde tutmak zorunda da değilsin. Open Subtitles لا تشعر! لكن لا يجب أن تبقي الأشياء مخبئة داخلك لكي تؤذيك
    Farklısınız, özelsiniz, ...Ama bunu genetik bir kadere bağlayamazsınız. Open Subtitles مختلفين ، مميزين و لكن لا يجب أن تستسلموا لمصيركم الجينى
    Evet, Ama bizimle böyle konuşmanız şart mı? Open Subtitles توقفي لحظة,يمكنكي أن تجري مكالمة لكن لا يجب أن تكلمينا هكذا
    Tamam, peki. Ama O olduğunu öğrenmek zorunda değil ki. Open Subtitles حسنا, جيد لكن لا يجب أن تعرف أنه كان هو
    Bu konuda endişelenmene gerek yok. Open Subtitles لكن لا يجب أن تقلقي بشأن ذلك لأن هذا لها
    Arılar koyduğum yerden kaçmışlar Ama ortalığı "arıtmaya" gerek yok. Open Subtitles . حسناً, لقد هرب النحل من بيتهِ لكن لا يجب أن تكونوا قلقين
    Fakat masalı bozmamalıyım, değil mi? Open Subtitles لكن لا يجب أن افسد الحكايات الخرافية، أليس كذلك؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more