"لك بأن" - Translation from Arabic to Turkish

    • Sana
        
    • olduğunu
        
    • seni
        
    • sizi
        
    • senin
        
    • izin
        
    Sana gitmen ve geri gelmemen söylendi, öyle değil mi? Open Subtitles لقد قيلَ لك بأن تخرج ولا تعود. أليس ذلك صحيحاً؟
    - Olmaz. Ortakların var zaten. Sıradaki görevini bulmak Sana kalmış. Open Subtitles لا، انظر، لديك شركائك الأمر عائد لك بأن تجد مهمتك القادمة
    O uçuş rotasının mahalle için bir tehdit olduğunu hep söyledim. Open Subtitles كما كنت أقول لك بأن مسار الرحلة تهديد على كامل الحي
    Sana bir hainle yankesici arasında büyük bir fark olduğunu söylemiştim. Open Subtitles قلت لك بأن هناك فارق كبير بينالخائنوالنشال.
    Oraya gidip özür dileyeceksin. Dua et de seni içeri alsın. Open Subtitles اذهب إلى هناك و اعتذر,و تمن أن يسمح لك بأن تعود
    Efendim, bakan sizi görmek istiyor. Open Subtitles الوزير البريطاني يرغب أن يراك، سيدي اخبرني لاقول لك بأن وزيرك ماكسويل, في المستشفى
    Bir adam evimize zorla girdi. Bana senin ödeme yapman gerektiğini söylüyor. Open Subtitles رجل قام باختراق بيتنا اليوم وقال لي أن أقول لك بأن تدفع
    Bir daha onu yola çıkarmam konusunda beni ikna etmene izin vermeyeceğim. Open Subtitles لن أسمح لك بأن تقنعني أبداً بأن أصطحبها إلى الطريق مرة أخرى
    Sana, 1.15 doların altında satmamanı söylememiş miydim? Open Subtitles ألم أقل لك بأن لاتبيع بأقل من دولار وخمسة عشر؟
    - Burada güldürü falan istemiyorum. Sana kaç defa, senaryoya replik ekleme dedim? Open Subtitles لكنني لا أريد اثارة الضحك في هذا الموضع كم مرة قلت لك بأن لا ترتجل ؟
    Sana, seni gözünün önünden ayırmayacak bir kadın lazım. Open Subtitles أنت بحاجة امرأة لا تسمح لك بأن تغيب عن ناظريها.
    Sana yukarı gelmeni söylemedim. Aşağıda kal ve gözetle. Open Subtitles أنا لم أقل لك بأن تأتي إلى للطابق العلوي إذهب للأسفل وراقب
    Neden bahsettiğini anlamıyorum, ama anlasaydım bile Sana şu anda işlerin çok karışık olduğunu söylerdim. Open Subtitles لا أعرف عم تتحدث. لكن حتى لو عرفت، لقلت لك بأن الأمور متوترةٌ الآن.
    Eğer bunu yapan arıların ölümcül olabilme ihtimali olduğunu söylersem Sana, bunun yardımı olur mu ? Open Subtitles إن قلت لك بأن هناك فرصة بأن النحل الذي فعل هذا يمكن أن يكون قاتلاً, فهل يساعدك هذا؟
    Ve bu bölgenin, benim amerikalı itfaiyeci soydaşlarıma... ..ait olduğunu belirtebilir miyim. Open Subtitles وأود أيضا أن ألمح لك بأن هذه المنطقه تخص فرقةإطفاء النيران التى أديرها
    Eğer bana herhangi bir şekilde kazık atmaya çalıştığını öğrenirsem, karanlık bir köşeye saklanıp Tanrı'ya seni bulmamam için dua etsen iyi edersin. Open Subtitles ولو إكتشفتُ بأنكَ تعبثُ معي ،على أيّ حال يُفضل لك بأن تختبئ ،بأيّ زاويّة من هذا السجن .وتدعي الرب بأن لا أعثرُ عليك
    seni içine koymadan önce yerleşim planı yapıyorlar. Open Subtitles يجب أن تتفحصها قبل أن يسمحوا لك بأن تطأ قدمك هناك
    sizi temin ederim adamlarımdan hiçbiri bir yılanı yada başka birşeyi çalmaz. Open Subtitles أؤكد لك بأن لا أحد من رجالي سيسرق أفعى مجلجلة أو اي شيء أخر
    para ile ilgili konuşmanıza kulak misafiri oldum sizi bi konuda uyarmak isterimki, para bazı değişikliklere sebep olur ellerini ovuşturan bir çok kişi olacak Open Subtitles سمعت دون قصد عن كنزك الجديد ودعني أؤكد لك بأن النقود هنا تحدث الفارق هناك تدليك كهربائي كثير
    senin onun parçalarını bir hurda arabaymış gibi almana asla izin vermeyeceğim. Open Subtitles قدر الإستطاع أنا لن أسمح لك بأن تقطيعها لأجل القطع كسيارة مهجورة
    Ve söz veriyorum, senin gibi biri, asla huzur bulamayacak. Open Subtitles وأؤكد لك , بأن شخصا مثلك لن يجد السلام هناك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more