Ve itiraf ettiğim tek şey de izinsiz kanıt almaktı. | Open Subtitles | والأمر الوحيد الذي اعترفت به هو عدم الفحص المُلائم للأدلة |
Ben'in soruşturması ilerledikçe bilgi ve kanıt eksikliği ortadan kalktı ve iddianamelere cinayet de dâhil edilmişti. | Open Subtitles | و بينما استمر التحقيق لم يكن هناك نقص للأدلة او المخبرين و تبعه لوائح الاتهام متضمنة تهمة القتل |
Tamam. Biz yine olay yerinden topladığımız kanıtlara dönelim. | Open Subtitles | حسناً إذاً نعود للأدلة التي جمعناها من المشهد |
FBI kanıtlara göre iş yapar, içgüdülere göre değil. | Open Subtitles | مكتب التحقيقات الفيدرالي يعمل وفقاً للأدلة وليس الحدس |
İddia makamının onu nasıl bulduğu, nasıl konuştuğu hakkında somut bir delil yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيءٌ حول كيفية إقامة الدعوى كيف جعلوه يتكلم لا أوراق للأدلة |
Öğrenene kadar kanıtlar üzerinde çalışacağız. | Open Subtitles | نحن غير متأكدين سنعمل وفقاً للأدلة حتى نتأكد |
Adil yargılama yalnızca intiharla ilgili kanıtları dinlemeyi talep etmez... | Open Subtitles | والعدل يقول أن هيئة المحلفين لا تستمع فقط للأدلة على الانتحار |
En güzeli kanıtların onu veya seni doğrulaması olacak. | Open Subtitles | لذا، ما الجيد فى النظر للأدلة ينفعها أو ينفعك ؟ |
Popoma bakmayı bırak da bana bir kanıt kavanozu getir. | Open Subtitles | توقف عن التحديق بمؤخرتي و أعطني قارورة للأدلة |
Bu sana ait, kanıt dolabına değil. | Open Subtitles | هذهِ تنتمي إليكِ، وليس في أيّ خزانة للأدلة |
Gerwin-Strauss soygunuyla dün gece hapların kanıt odasına gelmesi arasında bir yerlerde 80 hap kaybolmuş. | Open Subtitles | بين سرقة المستوصف واسترجاعنا للأدلة الليلة الماضية، ضاع 80 قرصًا. |
Zack, iki kanıt torbasına daha ihtiyacım var. | Open Subtitles | زاك, أريد حقيبتين إضافتين للأدلة |
FBI kanıtlara göre iş yapar. | Open Subtitles | مكتب التحقيقات الفيدرالي يعمل وفقاً للأدلة |
Bulduğumuz kanıtlara dayanarak kızınızın bir ay önce öldürüldüğünü sanıyoruz. | Open Subtitles | حسنا، وفقا للأدلة اجتمعنا حتى الآن، نحن نعتقد أن ابنتك اغتيل قبل نحو شهر. |
Görüşmemizde açığa çıkan yeni kanıtlara dayanarak. | Open Subtitles | إستنادا للأدلة التي ظهرت لنا خلال الجلسة |
Bu gerçek delil değil. Delillerin listesi. | Open Subtitles | هذه ليست الأدلة الحقيقية، إنّه مجرد قائمة للأدلة التي يملكونها |
Bu gerçek delil değil. Delillerin listesi. | Open Subtitles | هذه ليست الأدلة الحقيقية، إنّه مجرد قائمة للأدلة التي يملكونها |
Diğer gün kanıtlar arasına koyana kadar neredeydiler? | Open Subtitles | أين وضعتهم قبل أن تضمّهم للأدلة باليوم التالي؟ |
Elimizdeki yeterli kanıtlar ve önemli tanıkların şahitliği ile mahkeme sizi silah ticaretinden suçlu bulmuştur. | Open Subtitles | نظراَ للأدلة الدامغة مستندةَ للشاهد الرئيسي , فالمحكمة تجدك مذنباَ بتهم الإتجار بالسلاح |
Jüri kanıtları gördü ve farklı bir karara vardı. | Open Subtitles | حسناً, لقد استمعت هيئة المحلّفين للأدلة واستنتجت عكس ذلك |
Elimdeki kanıtların bir özeti ve Bay Castro ile her savunmada ne kadar çalıştığının göstergesi. | Open Subtitles | هذا ملخص للأدلة ومدى مشاركته مع السيد كاسترو في كل دفاع |
Yani yasal şikayetlerin bir kanıta dayalı sunulması gerektiğinin... | Open Subtitles | ومن أجل أن تكونو على علـم بسماعكم للأدلة والمطالبة القانونية |
İzninizle, kanıtla ilgili bir başka yorum getireyim. | Open Subtitles | إسمحي لي إذا أردتِ بتفسير آخر للأدلة |